Erzurum’un doğusundaki 2 bin 42 rakımlı Topdağı’na 1852-1855 yılları arasında dönemin Valisi Zarif Mustafa Paşa tarafından inşa edilen Mecidiye Tabyası, 9 Kasım 1877’de kente gelen Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından Osmanlı-Rus savaşında kumanda merkezi olarak da kullanıldı.
Erzurum’un savunulmasında önemli bir rol üstlenen Mecidiye Tabyası ile Aziziye Tabyası’nın içinde bulunduğu 378 hektar büyüklüğündeki alan 2009 yılında ‘Erzurum Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’ olarak ilan edildi. Etrafı çitle çevrilen tabyalardan Mecidiye, son günlerde bölgede hayvancılık yapanlar tarafından ahır olarak kullanılmaya başlandı. Özellikle gün içinde öğle sıcağında büyükbaşları, tabyaların odalarına getiren köylüler, güneşin etkisi geçene kadar burada bekletiyor.
Tarihte 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehrin düşman kuvvetlerine karşı savunulmasını sağladığı için tarihi bir öneme sahip olan Mecidiye Tabyası’nın ahır olarak kullanılması tepki çekti. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ilan edilen Nenehatun Milli Parkı’nın içindeki tabyaya ineklerin konulmasının ecdadın kemiklerini sızlattığını belirten Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Erdal Güzel, “Erzurum bir tabyalar şehridir. Askeri savunma mekanizmalarının yoğun olduğu bir şehirdir. 2’nci Abdülhamit Han, ‘Erzurum düşerse Anadolu düşer’ ifadesi sebebiyle Erzurum’a önem verilmiş, savunma konusunda sığınaklar, savunma binaları yapılarak şehir koruma altına alınmıştır. Erzurum 52 tabyası, surlarıyla tarihin canlı tanıklığını yapan bir şehirdir. 52 tabyadan 21 tabya günümüze ulaşmıştır. Bunları da muhafaza etmek, vefa göstermek konusunda birtakım sıkıntılarımız var” dedi.
Aziziye ve Mecidiye tabyalarının önemli bir miras olmalarına rağmen gereken korumanın yapılamadığını söyleyen Başkan Güzel, “Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşına tanıklık eden Nene Hatun’un kahramanlığını dünyaya duyurulduğu o savaşta Aziziye ve Mecidiye tabyalarımızın önemi büyüktür. Şehrimize yakın olmaları sebebiyle gözbebeği manasındadır. Buralar Milli Park olarak ilan edilmiştir. Ne yazık ki yeteri kadar ihtimam gösterilemiyor. Tarihi mirasımıza bakamıyoruz. Dışarıdan gelen turistlere gezdirmek istediğimiz zaman nahoş durumlarla karşılaşabiliyoruz. Özelikle yörede yaşayan köylü vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için orayı kullanmaları bir sorun. Büyükşehir belediyesi onlara yer yaparsa hayvanlarını orada barındırırsa tarihi eseri de korumuş oluruz” diye konuştu.
Erzurum’un 2025 yılında Kültür Başkenti olarak ilan edildiğini hatırlatan Erdal Güzel, “Özbekistan’da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Turizm Bakanları Toplantısı’nda Erzurum’un ‘EİT 2025 Yılı Turizm Başkenti’ seçildi. 2025 yılında buraya yerli yabancı çok sayıda misafir gelecek. Buraları gezip görmek isteyecekler. Biz tabyaları bu haliyle görmelerini istemiyoruz. Yetkililerden bunların bir an evvel sahiplenilmesi, temizlenmesi, bakımının yapılmasını istiyoruz. Bu görüntüler hoşumuza gitmiyor. Hoş görüntüler değil. Ecdadın kemlikleri sızlıyor. Bunu sızlatmamak gerekiyor. En kısa zamanda yetkilerin çözüm bulacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.