Kurtulmuş yaptığı açıklamada, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun girişinde yaşanan olayların, Meclis’in demokratik işleyişine yönelik saygısız bir davranış olduğunu ve bunu kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti. Bu tür yaklaşımların, böyle büyük bir fedakarlıkla çalışan Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine karşı da haksızlık teşkil ettiğini ifade etti.
Kurtulmuş, her türlü fikir ve görüşün medeni bir üslup içerisinde tartışılmasının, yasal sürecin temel prensibi olduğunu vurgulayarak, bu tartışmaların kaba kuvvet veya yaralayıcı sözlerle değil, sözün gücünü kullanarak gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi. TBMM’nin, 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının lehine olacak kararları dört gözle beklediği bir demokratik platform olduğunu belirtti. Bu platformda her türlü eleştirinin açıkça yapılması ve muhalefet görevinin yerine getirilmesinin demokrasinin bir gereği olduğuna dikkat çekti.
“ÖZEL’İ ARAYIP RAHATSIZLIĞIMIZI SÖYLEDİM”
Kurtulmuş, TBMM yöneticilerinin sorumluluklarını yerine getirmelerini bekledikleri ifade ederek, Meclis Başkanı Özel’i aradığını ve yaşanan çirkin görüntülerden duydukları rahatsızlığı kendisiyle paylaştığını aktardı. Tüm siyasi parti yöneticilerine bu tür davranışların sorumluluğunu almaları gerektiğini belirtti. TBMM’nin sadece Türkiye için değil, dünya genelinde izlendiğini ve maksadı aşan tavırların Türkiye demokrasisi üzerinde kalıcı hasarlar bırakabileceğini ifade etti.
Ayrıca, Kurtulmuş, Meclis’in bir mücadele alanı ve müzakere yeri olduğunu, ancak bir milletvekilinin diğerine, bir bakana saygısızlık yapabileceği bir mekan olmadığını kaydetti. Bu tür olumsuz görüntülerin tüm milleti rahatsız ettiğini, bunun hemen ardından toplumsal eleştirilerin ortaya çıktığını belirtti. Tüm grup yöneticilerine çağrısını yineleyerek, 2028 yılına kadar TBMM’nin milletin yararına olacak işler yapmaya devam edeceğini vurguladı.
Kurtulmuş’un açıklamaları, TBMM içindeki tartışmaların ne şekilde yürütülmesi gerektiğine dair önemli bir mesaj içeriyor. Hem Meclis içerisinde hem de toplumda demokratik değerlerin korunması gerektiğini savunuyor. Bu tür saygı ve hoşgörü eksikliklerinin sadece Meclis’in değil, ülke genelindeki demokratik yapının zedelenmesine yol açabileceği vurgusu, Kurtulmuş’un konuşmasının merkezindeydi.
Sonuç olarak, Kurtulmuş’un açıklamaları, Meclis’te yaşanan olumsuzlukların sadece birer görüntü olmadığını, aynı zamanda kapsamlı bir demokrasi anlayışının da sorgulanmasına yol açtığını ortaya koyuyor. Herhangi bir demokratik platformda, görüş farklılıklarının medeni bir şekilde ele alınması, toplumsal barış ve demokratik işleyişin sürdürülmesi açısından son derece kritik bir öneme sahiptir.