Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde gerçekleşen ciddi düşüşün, analitik bilançodan rahatlıkla anlaşılabileceğini ifade etmişlerdir. Yapılan hesaplamalara göre, 19, 20, 21 ve 24 Mart tarihlerinde, yalnızca dört işlem günü içerisinde TCMB, toplamda 28 milyar dolarlık bir rezerv satışı gerçekleştirmiştir.
TCMB’nin brüt rezervi, bu satışların etkisiyle 171 milyar dolardan 163.1 milyar dolara gerilemiştir. Diğer taraftan, döviz rezervlerinin de durumu oldukça dikkat çekici bir şekilde yaşanmıştır. Döviz rezervleri, 97 milyar dolardan 88.3 milyar dolara düşmüştür. Bu dönemde net uluslararası rezervlerin, bir önceki hafta 73 milyar 900 milyon dolar seviyesinden, 11 milyar 804 milyon dolarlık bir azalma ile 62 milyar 96 milyon dolara kadar düştüğü gözlemlenmiştir. Ancak, TCMB’nin altın rezervleri bu süreçte farklı bir seyir izlemiş ve 74 milyar 12 milyon dolardan 74 milyar 785 milyon dolara çıkarak rekor bir seviyeye ulaşmıştır. Reuters’ın hesaplamalarına göre, Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonu sadece bu haftanın salı günü artıya geçebilmiştir. Salı gününde döviz pozisyonunda 400 milyon dolarlık bir artış kaydedilmiştir.
Kur Korumalı Mevduatlar’daki Düşüş Hız Kesti
Kur Korumalı Mevduatlar (KKM) üzerindeki düşüş, siyasi operasyonların etkisiyle 21 Mart haftasında hız kesmiştir. KKM, bir önceki hafta 19.8 milyar lira azalarak 798.8 milyar lira seviyesine inmiştir. Önceki hafta olan 14 Mart haftasında ise KKM’deki düşüş daha da belirgin bir şekilde 26.5 milyar lira olarak kaydedilmiştir. 2024 yılının sonundan itibaren, toplamda 331 milyar liralık bir gerileme yaşanmıştır. Bu durum, KKM’nin yanı sıra genel ekonomik göstergeleri ve yatırımcı güvenini de Etkilemiştir.
Bu gelişmeler ışığında, TCMB’nin rezerv politikaları ve uygulamaları üzerinde tartışmalar artmış durumdadır. Özellikle rezervlerin hızla azalması, piyasalarda belirsizlik yaratmakta ve yatırımcıların Merkez Bankası’nın gelecekteki adımlarına bakış açılarını etkilemektedir. Ayrıca, ekonomideki enflasyon beklentileri ve para politikası yönündeki değişiklikler de yatırımcıların psikolojisini etkilemektedir. Kur Korumalı Mevduatlar ise, döviz kurlarındaki dalgalanmalar karşısında tasarruf sahiplerinin korunması amacıyla oluşturulmuş bir sistem olmasına rağmen, son dönemde yaşanan düşüşler bu sistemin ne denli etkili olduğunu sorgulatmaktadır.
Sonuç olarak, TCMB’nin rezervlerindeki düşüş ve KKM’deki gerileme, Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren ve izlenmesi gereken kritik konulardır. Ekonomistlerin öngörülerine göre, bu durumun sürdürülebilir olup olmayacağı ve gelecekteki olası gelişmeler hakkında daha fazla bilgi edinmek ve doğru stratejiler geliştirmek adına sürekli dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu durum, yalnızca yerel değil, aynı zamanda uluslararası piyasalara olan etkileri açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Ekonominin yanı sıra, siyasi faktörlerin de etkileyici olduğu bir ortamda, Türkiye’nin ekonomik geleceği üzerinde bilinmezlikler devam etmektedir.