İsrail, Orta Doğu’da gerilimi artırmaya yönelik pervasız uygulamalarına devam ediyor. Kudüs’te bulunan ve üç semavi din için kutsal sayılan Mescid-i Aksa’ya, aşırılıkçı Yahudiler tarafından düzenlenen bir baskın, bölgedeki gerilimi artıran bir olay olarak kayda geçti. Bu baskına İsrailli bakanların da katılması, olayın ciddiyetini daha da artırdı. Türkiye ise bu olaya karşı sert tepki gösterdi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, baskın hakkında derhal uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiği konusunda açıklamalar yaptı.
Türkiye’nin resmi açıklamasında, yüzlerce radikal İsraillinin polis koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi, bölgedeki tansiyonu artıran ve Kudüs’ün tarihi statüsünü ihlal eden bir provokasyon olarak nitelendirildi. Türkiye, İsrail’in barışa ulaşma niyetinde olmadığını ve bölgede istikrarsızlığa sebep olduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü vahşetin durdurulması ve bölge istikrarının korunması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
Mescid-i Aksa’ya yönelik baskın, uluslararası camiada geniş yankı buldu. İsrail’in bu tür eylemlerinin barış sürecini olumsuz etkilediği ve bölgede yeni anlaşmazlıklara yol açtığı endişeleri dile getirildi. BM ve Avrupa Birliği yetkilileri de İsrail’in Kudüs’te yürüttüğü politikaları sert bir dille eleştirdi. Mescid-i Aksa’nın kutsallığı ve hassasiyeti nedeniyle, bu tür baskınların bölgede büyük tepkilere sebep olduğu belirtildi.
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları, bölgede zaten gerilimli bir durumun daha da tırmanmasına neden oldu. Tarihi ve dini öneme sahip bu mekâna yönelik provokatif eylemler, Orta Doğu’da ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Uluslararası toplumun bu tür eylemlere karşı daha sert bir tutum alması ve bölgedeki istikrarsızlığı engellemesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’nin de benzer şekilde, barış sürecini tehlikeye atan bu tür eylemleri sert bir şekilde kınaması, bölgedeki taraflar arasındaki gerilimi azaltma yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
