Tunca Öğreten ve Murat Baykara adlı gazetecilere 2023 yılında yaptıkları Met Çıkmazı belgeseli sebebiyle soruşturma açıldı. Ödüllü belgesel, YouTube platformunda üç milyona yakın görüntülenme sayısına ulaşarak Türkiye’deki metamfetamin satışı ve kullanımının boyutlarını detaylı bir şekilde gözler önüne serdi. Gazetecilere yöneltilen suçlamalar arasında “uyuşturucuya özendirme” ve “suçu bildirmeme” suçları bulunmaktadır. Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 31 Ekim’de görülecek olan ilk duruşma ile ilgili haberler basında geniş yer buldu.
Savcılar, gazetecileri suçlu olarak görürken Avukat Tuba Torun ise belgeselin amacının kamuoyunu ve kamu görevlilerini uyuşturucu meselesi hakkında bilgilendirmek ve alınması gereken tedbirleri sağlamak olduğunu belirtti. Torun’un sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre, uyuşturucuya özendirme suçunun kasıtlı olarak işlendiğine değinildi. Suçu bildirmeme suçunun ise mevcut bir suçun etkilerini sınırlamayı amaçladığı vurgulandı. “Met Çıkmazı” belgeselinin amacı, uyuşturucu sorununa çözüm bulmaktı ancak gazetecilerin cezalandırılmak istenmesi, kötü niyetli bir eylem olarak nitelendirildi ve kabul edilemez bulundu.
Gazetecilerin yaptığı belgesel, Türkiye’deki uyuşturucu kullanımı ve satışının ne denli büyük bir sorun olduğunu detaylı bir şekilde anlatarak toplumda ciddi bir tartışma başlattı. Ancak bu soruşturma, gazetecilerin işlerini yaparken karşılaştıkları zorlukları ve sansürü de bir kez daha gündeme getirdi. Basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin yaşadığı sorunlar da bu dava ile bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu.
Belgeselin yarattığı etki ve gazetecilere yönelik yapılan soruşturma, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve demokrasi konularında da tartışmalara sebep oldu. Gazetecilerin, toplumun bilgi alma hakkını kullanırken karşılaştıkları baskı ve tehlikeler, gün geçtikçe artan bir şekilde gündemde yer almaya devam ediyor. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşları olduğu için bu tür soruşturmaların eleştirilmesi ve dikkatle incelenmesi gerekmektedir.
