Dünyaca ünlü Çinli otomotiv devi MG Motor, Türkiye’de bir fabrika kurma hayalini uzun süredir gündemde tutuyordu. Ancak, şirketin ana merkezi olan SAIC, bu planlardan vazgeçerek rotayı Mısır’a çevirdi. Mısır’da kurulacak yeni tesis, elektrikli ve hibrit araç üretimi üzerine odaklanacak. Bu hamle, MG Motor’un global stratejilerindeki değişimin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
135 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
MG Motor, Mısır’da gerçekleştirmeyi planladığı 135 milyon dolarlık yatırımla, yıllık 100 bin araç üretim kapasitesine sahip bir fabrika kurma çalışmalarını hızlandırdı. Bu fabrikanın ilk etapta, 2026’nın ikinci çeyreğinde 50 bin araç üretim kapasitesiyle faaliyete geçmesi hedefleniyor. Fabrikanın, yerli üretim oranını yüzde 45 düzeyine çıkararak, yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlaması da planlanıyor.
Mısır’daki yeni tesis, toplamda 126 bin metrekarelik bir alanda inşa edilecek. Bu açıdan MG Motor için stratejik bir üretim merkezi olacağı öngörülüyor. İlk olarak burada MG5 sedan modeli üretileceği belirtilmiş olup, ilerleyen dönemlerde tamamen elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların da üretimine başlanması bekleniyor.
MG Motor’un Türkiye’ye yapmayı düşündüğü yatırımın iptal edilmesi, sektördeki temsilciler ve kamuoyunda hayal kırıklığına neden oldu. Birçok kesim, Türkiye’nin otomotiv sanayisinin büyüme potansiyeli bulunduğunu düşünerek, böyle bir yatırımın kaybını olumsuz karşıladı. Ancak, Mısır’daki yatırım ile Türkiye ile Mısır arasındaki ticari bağlantıların gelişmesi bekleniyor ve bu durum, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de olumlu yansıyabilir.
Özellikle elektrikli araçların üretimi konusundaki gelişmeler, dünya genelinde önemli bir trend haline gelmişken MG Motor’un Mısır’daki tesisinin bu trende ayak uydurması büyük önem taşıyor. Her ne kadar Türkiye’deki yatırım fırsatları kaçırılmış olsa da, Mısır’da gerçekleştirilecek bu projeyle MG Motor, büyüme hedeflerini sürdürebilecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, MG Motor’un Mısır’daki yeni fabrikası, hem otomotiv sektöründe hem de bölgedeki ekonomik dinamikler açısından önemli bir gelişme olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin kaybettiği potansiyel yatırım ise, sektördeki diğer oyuncuları etkileyecek yeni fırsatların doğmasına yol açabilir.
