Millî Güvenlik Kurulu (MGK), 4 Ekim 2023 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Yaklaşık 2.5 saat süren bu kritik toplantının ardından yayımlanan bildiride, bir dizi önemli mesele üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Toplantıda, başta PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri olmak üzere, Türkiye’nin millî birlik ve beraberliği ile bekasına yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı sürdürülen operasyonların yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla devam ettiği bildirildi. Kurul, aziz şehitlerin ve gazilerin fedakârlıkları sayesinde, milletin feraseti ve dirayeti neticesinde terörsüz bir Türkiye hedefine ulaşmanın mümkün olacağını ifade etti. Böylece, millî birlik ve beraberliğin pekişmesi, vatandaşların huzur ve refahının artması, sosyoekonomik gelişim ve kalkınma sürecinin hızlanması, ayrıca demokrasinin güçlenmesi beklenmektedir.
Bildiride, bölücü terör örgütünün kendisini feshettiği, silah bıraktığı ve silahsızlanma sürecinin yürütüldüğü kaydedildi. Bunun yanı sıra, bu süreçlerin yakından ve titizlikle takip edileceği vurgulandı. Türkiye’nin Suriye’de, yeni yönetim ile kalıcı huzur ve istikrarın sağlanması yönündeki çabalarına destek vermeye devam edeceği belirtilirken, istikrarı bozmak amacıyla gerçekleştirilen kışkırtmaların dikkatli bir şekilde izlendiği ifade edildi. Suriye’nin toprak bütünlüğü ile birlikte, tüm dinî, mezhebi ve etnik kimlikleri ile üniter yapısının muhafazasının gerekliliği de vurgulandı.
Ayrıca, Filistin meselesi hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu. İsrail’in uyguladığı soykırım, istila ve işgal politikalarına son vererek bir an önce ateşkes rejimine geri dönmesi gerektiği belirtilmiş; bu doğrultuda, Gazze halkının öz vatanlarında güven, huzur ve refah içerisinde özgürce yaşayabilmesi için gerekli meşru adımların atılacağı ifade edilmiştir. Gazze’nin yeniden inşa edilmesi için devam eden çabaların önemi de dile getirilmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na dair ise, müzakerelere ve diplomatik çabalara öncelik verilmesi gerektiği vurgulanmış ve Türkiye’nin bu süreçte adil ve onurlu bir anlaşma elde edilmesi için inisiyatif üstlenmeye devam edeceği ifade edilmiştir. Türkiye’nin bu süreçteki rolü, beklenenden daha büyük bir öneme sahiptir. Jeopolitik konumu ve güçlü askerî gücü ile yeteneklerinin yanı sıra, gelişmiş savunma sanayisi ile de dikkat çekilmektedir.
Tüm bu çabalar, Türkiye’nin hem kendi güvenliğine hem de bölgedeki diğer ülkelerin güvenliğine katkı sağlama hedefinin bir parçasıdır. Türkiye-AB ilişkilerinin canlanması ve Avrupa’nın güvenliğine yönelik yapılacak planlamalarda ülkemizin vazgeçilmez rolü de toplantıda üzerinde durulan bir diğer önemli konu olmuştur. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası alanda üstlendiği sorumlulukların arttığını ve daha geniş bir çerçevede iş birliği yapmak için fırsatlar sunduğunu göstermektedir.
Bu nedenlerle, Millî Güvenlik Kurulu toplantısı, Türkiye’nin hem iç emniyetini hem de uluslararası ilişkilerini göz önüne alarak daha etkin bir güvenlik politikası geliştirme çabasının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Toplantının sonuçları, Türkiye’nin bölgedeki stratejik hedefleri doğrultusunda attığı adımları destekleyecek çerçeveyi çizerken, ulusal güvenlik politikalarının da belirleyicisi oldu.
