Türkiye’deki ormanlar her yaz yangınlarla karşı karşıya kalmaktadır. Yangınlar sonucunda yetkililer, yangınla ilgili detayları paylaşırken, geriye kalan alanların yapılaşmaya izin verilmeyeceği açıklamaları yapılıyor. Ancak asıl tehdit, kıyı şeridindeki ormanlık alanlar için yangınlar değil, maden ve turizm amaçlı yer tahsisleriyle yaşanan betonlaşma tehlikesidir.
Coğrafya öğretmeni Deniz Özgür, kıyı bölgelerindeki dönüşümü yakından takip ederek sosyal medyada paylaşımlar yapıyor. Milas Bozbük, Kaplankaya bölgesindeki değişimi incelediğinde, 2009 yılında yeşil alanların yangınla seyrekleştiğini gözlemledi. Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ağaçlandırma çalışmaları sonucunda 10 yaşına ulaşan ağaçlar kesilerek inşaat çalışmaları için alan hazırlandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, yangın sonrası yapılaşma iddialarını reddetse de, asıl sorun, AKP iktidarı dönemindeki yangın ve imar yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerle ortaya çıkmıştır. Sekiz yıllık süreçte yangınla yok olan orman alanlarının dört katı kadar alan, maden ve enerji faaliyetleri için yok edilmiştir.
Deniz Özgür’ün araştırmasının gündeme gelmesiyle birlikte, Orman Genel Müdürlüğü ve bakanlık, otellere tahsis edilen alanların yangından önce belirlendiğini savunmuştur. Ancak gerçekleşen yangınlar sonrasında, söz konusu alanlarda yapılan çalışmalar ve tahsisler, doğal yaşamın ve ormanların korunması açısından endişelere yol açmaktadır. Gelecekte, plansız ve kontrolsüz bir şekilde devam eden yapılaşma ve faaliyetlerin, Türkiye’nin doğal güzelliklerini yok etme riski bulunmaktadır. Bu nedenle, doğal alanların ve ormanların korunması için daha sürdürülebilir politikaların ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
