Dünya Covid-19 salgınından sonra yeni bir salgınla karşı karşıya olabileceğimiz düşüncesi belirmekte. Maymun Çiçeği Virüsü, yani M Çiçeği adı verilen hastalığın belirtileri, tedavisi ve koruyucu önlemler merak konusu. Hastalığın adı neden Maymun Çiçeği olarak belirlenmiş ve sonrasında isminin değiştirilerek Mpox olarak yeniden adlandırılması hakkında Dünya Sağlık Örgütü’nün aldığı karar ile ilgili bilgiler öne çıkmaktadır. Maymun Çiçeği Virüsü, ilk olarak 1958 yılında Danimarka’da araştırma maymunlarında tespit edilmiş ve zamanla insanlara da bulaşmıştır. Salgının küresel boyuta ulaşmasından sonra hastalığın belirtileri ve bulaşma yolları esas alınarak tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
Mpox hastalığı, yakın temastan kişiden kişiye geçen bir hastalıktır. Hasta bireylerin izole edilmesi ve temasın en aza indirilmesi, hastalığın yayılmasını engellemek için temel önlemler arasındadır. Hastalığın bulaşma şekilleri ve risk grupları hakkında bilgi verilmiş, ayrıca hastalığın tedavisi için geliştirilen antiviral ilaçlar hakkında özet bilgiler sunulmuştur. Dünya genelinde Mpox salgınının etkilerine dair veriler ve ölüm oranları hakkında bilgi verilmiştir.
Mpox hastalığı, Covid-19 salgını ile karşılaştırıldığında daha az bulaşıcı ve öldürücü özellikler göstermektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek ve kontrol altına almak için alınacak önlemler ve toplum sağlığı açısından yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgi sunulmuştur. Türkiye’de hasta sayıları ve alınan önlemler değerlendirilmiş, halk sağlığını korumak adına yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur. Çiçek aşısı koruyucu olup olmadığı ve hastalığa karşı etkili olup olmadığı hakkında bilimsel araştırmalardan alınmış veriler ışığında bilgi paylaşılmıştır.
Sonuç olarak, Mpox salgınına karşı alınacak önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olunmalı, hastalığın bulaşma yolları ve belirtileri konusunda bilinçlenilmelidir. Halk sağlığı uzmanlarının önerileri doğrultusunda alınacak önlemler, hastalığın yayılmasını engellemek için önemli bir adım olacaktır. Aşı programları ve koruyucu tedbirlerin halk sağlığı için hayati önem taşıdığı unutulmamalıdır.