Muğla’da 13-16 Mayıs tarihleri arasında 6 proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatılırken 6 projeye de ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi. Muğlalı vatandaşlar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dilekçe vererek, ÇED raporlarının dikkatli bir şekilde incelenmesi ve doğal yaşamı etkileyebilecek raporların onaylanmamasını talep etti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, Muğla’daki projeler arasında turizm konaklama tesisi, maden ocağı, konaklama tesisi kapasite artışı ve tekne yanaşma yeri feribot iskelesi bulunuyor.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Eş sözcüsü Nilgün Yorgun muhalefetlerini dile getirdi. Yorgun, ÇED raporlarının genellikle kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlandığını ve raporlarda çelişkili bilgilerin yer aldığını belirtti. Çevreye ve insan yaşamına zarar verebilecek raporlara karşı çıkan Yorgun, yetkililerin dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. ÇED raporlarını hazırlayan firmaların sadece maddi çıkarlarına odaklandığını ve raporların gerçek durumu yansıtmadığını dile getirdi.
Yorgun, su kaynaklarının raporlarda görmezden gelindiğini, yer altı sularının öneminin ihmal edildiğini ve bu durumun onaylanan projelerin bölge halkına zarar verebileceğini belirtti. Doğal yaşamın ve kültürün korunması gerekliliğine vurgu yapan Yorgun, ÇED raporlarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini ifade etti.
ÇED süreci başlatılan projeler arasında maden ocağı, konaklama tesisleri ve feribot iskelesi gibi farklı alanlarda projeler yer alıyor. Ancak bazı projelere ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi. Yatağan Eskihisar Mahallesi’nde maden ocağı kapasite artırımı projesi, Marmaris Siteler Mahallesi’nde Turizm Konaklama Tesisi projesi gibi projelerin ÇED süreci devam ederken, diğer projelere onay verildi.
Muğla’da yapılan açıklamada, turizm, madencilik ve konaklama sektöründe yaşanan projelerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi gerekliliği vurgulandı. Bazı projelerin doğal sit alanlarına zarar verebileceği belirtilirken, çevreci gruplar ve vatandaşlar projelere karşı çıkıyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği yetkilileri ise projelerin çevreye zarar vermeden hayata geçirilmesi için gerekli önlemlerin alınacağını belirtiyor.
Sonuç olarak, Muğla’da yaşanan ÇED sürecinde çevre aktivistleri ve vatandaşlar doğal yaşamın korunması için mücadele ederken, yetkililerin projelerin çevresel etkilerini dikkate alması gerektiği ortaya çıkıyor. Proje onaylarının titizlikle incelenmesi ve doğaya zarar veren uygulamalara izin verilmemesi için seslerini yükselten gruplar, doğal yaşamın ve çevrenin korunması için mücadele ediyor.