AKP iktidarının uyguladığı mülakat sistemi, kamu kurumlarına atama süreçlerinde büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Bu durum, bir yandan mülakatlarla istihdam edilen kişilerin seçiminde adaletsizliğe neden olurken, diğer yandan liyakat sahibi bireylerin haklarının gasbedilmesine yol açmaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Avukatlık Mesleğinden Adli Yargı Hakim ve Savcı Yardımcılığına İlişkin Sınav’a katılan Mert Akdoğan, başarılı bir performans sergileyerek 115’inci olarak derece yapmıştı. Ancak bu başarı, mülakat aşamasında elendiği için hiçbir anlam ifade etmedi.
Genç avukat Mert Akdoğan, İstanbul Barosu’na kayıtlıydı ve bu süreçte mülakatın etkisiyle büyük bir haksızlığa uğradı. Girdiği mülakatta elenmesi, Akdoğan’ın umutlarını yok etti, psikolojisini derinden etkiledi ve bu durum onun hayatını karamsarlığa sürükledi. Sonuç olarak, yaşadığı bunalım neticesinde, bu trajik olay, mülakat sisteminin yarattığı olumsuz etkilerin ne denli derin bir iz bırakabileceğini gözler önüne serdi. Mert Akdoğan, canına kıydı ve Beykoz’daki evinde cansız bedeni bulundu. Ardından ise Anadolu Kavağı Mezarlığı’na defnedildi.
Mülakat gençleri vuruyor
Mülakat sistemiyle ilgili durum yalnızca Mert Akdoğan ile sınırlı değil. Söz konusu uygulamanın, birçok genç avukat ve hukukçu üzerinde yarattığı etki, sektör içinde bir karamsarlık iklimi oluşturmuştur. Antalya ve Çanakkale baroları, bu konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, hakimlik ve savcılık sınavındaki başarının hakkıyla ödüllendirilmesi gerektiğini vurgulamakta. Bunun yerine ‘mülakat’ adı altında yapılan kayırmalar ve liyakata dayanmayan seçimlerin genç avukatları nasıl etkilediğini dile getirmektedirler.
Barolar, bu yanlış uygulamaların hâlâ sürdüğünü belirterek, genç hukukçuların birer birer umutsuzluk içine girmesine yol açan bu sistemin yıkıcı sonuçlarını ifade ettiler. Geçmişte, avukatlık mesleğine katılmak istedikleri hukukçu gençlerin, başarılarıyla mükafatlandırılmaları gereken bir sistemin yerinde, adaletsiz uygulamalara maruz kalması, meslek camiasında derin bir üzüntü yaratmaktadır. Bu durum, baroları genç meslektaşlarının ölüm haberlerini almak yerine, seslerinin duyulduğu, fırsat eşitliğinin sağlandığı bir ülke istediklerini savunmaya yönlendirmektedir.
Uygulanan mülakat sisteminin, gençleri nasıl bir belirsizlik ve karamsarlık içine sürüklediği, yaşanan olaylarla hepimizin gözler önündedir. Adalet Arayışı Derneği Başkanı, bu tür mülakat uygulamalarının, meslek mensuplarının ruh sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler yarattığını belirtmekte. Sadece Mert Akdoğan gibi pek çok genç avukat, bu adaletsizlikler nedeniyle hayattan kopmuşken; toplumsal bir sorunun ortaya çıkması da kaçınılmaz olmaktadır.
Bu bağlamda, avukat olmaya çalışan ama sistemin getirdiği adaletsizliklerden etkilenerek kaybeden birçok gencin hikayeleri, yalnızca kendi dramları değil, aynı zamanda ülkenin adalet sisteminde bir şeylerin çok yanlış gittiğinin de bir göstergesidir. Mülakatların getirdiği haksızlıklar, yalnızca bireylerin yaşamlarını değil, aynı zamanda mesleğin itibarını da büyük ölçüde zedelemektedir. Bu durum, hukuk camiasında kelimenin tam anlamıyla bir kaosa neden olmaktadır.
Antalya ve Çanakkale baroları tarafından yapılan açıklama, sadece bu iki baroyla sınırlı kalmayıp, Türkiye genelinde benzer sorunların yaş