Forbes 500 tarafından hazırlanan listede, 5.2 milyar dolarlık servetiyle Türkiye’nin en varlıklı iş insanı olarak tanınan Murat Ülker, kişisel bloğunda Ülker şirketine yönelik eleştirilere cevap verdi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi olan Ülker, şirketlerinin ürettiği gıda ürünlerinin içerikleri hakkında kapsamlı bir yanıt vererek, bu konudaki tüm münakaşalara açıklık getirmeye çalıştı.
‘KAPISINA KİLİT VURUR, PİYASADAN ÇEKİLİRİZ’
Sosyal medya üzerinden kendisi ve şirketine yöneltilen eleştirilere karşı Ülker, “İnsanları hatta çocukları zehirlemek, bu kesin bir bilgi olsa tüm işimize kilit vurup piyasadan çekiliriz.” diyerek çok net bir tutum sergiledi. Bu ifade, şirketin müşterilerine karşı olan sorumluluğunu ve etik değerlerini vurgulamak adına ön planda tutuldu. Bunu yaparken, şirketin sosyal sorumluluk anlayışını da dile getirdi.
‘KATKI MADDELERİ KULLANMADAN ÜRETİM YAPMAK İMKANSIZ’
Murat Ülker, yazısında modern gıda üretim sistemlerinin organik veya katkı maddesi içermeyen bir yapıya geçişinin neredeyse imkansız olduğunu belirtti. Katkı maddelerinin gıdaların raf ömrünü uzattığını, tat ve yapı açısından iyileştirme sağladığını ifade etti. Bu noktada, tuzlama ve kurutma gibi geleneksel yöntemlerin de önemine dikkat çekti. Ülker, günümüzde gıdalarda kullanılan katkı maddelerini iki ana gruba ayırdı ve doğal ile sentetik olanlar arasındaki farkları açıkladı. Örneğin, doğal kaynaklardan elde edilen bazı bileşiklerin güvenli olduğunu ancak aşırı kullanıldığında zarar verdiğini vurguladı.
Gıda Resmi Otoriteleri
Gıda güvenliğinin sağlanması için küresel ve ulusal düzeyde standartların gerekliliğini dile getiren Ülker, EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) ve FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) gibi kurumların önemli bir rol oynadığını ifade etti. Türkiye’de bu görevi üstlenen Tarım ve Orman Bakanlığı, yerel üretimden ithal edilen ürünlere kadar geniş bir denetim alanına sahiptir. Bu otoriteler, gıda ürünlerinin pestisit ve ağır metal kalıntıları gibi birçok alanda denetim yaparak, tüketicilerin sağlığını korumayı amaçlamaktadır.
Gıda Kodeksi
Ulusal ve uluslararası gıda üretim standartlarını belirleyen gıda kodeksinin önemine vurgu yaptı. Codex Alimentarius gibi standartların, ticaretin güvenliğini sağlarken tüketici sağlığını korumayı hedeflediğini belirtti. Türkiye’de de çeşitli standartlar ve düzenlemeler olmasına rağmen, genel hedefin yine tüketici sağlığı olduğu ifade edildi.
Gıdanın Tarihsel Bağlamı ve Gelişimi
İnsanoğlunun tarih boyunca gıda ihtiyaçlarına yönelik kurduğu sistemler incelendiğinde, avcı-toplayıcı toplumların doğayla olan ilişkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Zamanla yerleşik yaşam ile birlikte tarım ve hayvancılık, insanların beslenme alışkanlıklarını değiştirdi. Teknolojik gelişmelerle birlikte gıda üretiminde gerçekleştirilen yenilikler refahı artırmasına karşın, çevresel sorunlar ve gıda güvenliğine yönelik endişeler de ortaya çıkmıştır.
Malthus’un Teorisi ve Taşıma Kapasitesi
Thomas Malthus’un fikirleri, gıda üretiminin nüfus artışını desteklemede yetersiz kalabileceği düşüncesini gündeme getirdi. Bu teoriler, çevres