Çocuğa Yönelik Şiddeti ve Ayrımcılığı Önleme Komisyonu, Türkiye’nin İçişleri Bakanlığı yetkililerini dinleme toplantısı gerçekleştirdi. Bu toplantıda, Narin Güran isimli bir çocuğun cinayeti ile ilgili yürütülen soruşturmaya dair önemli bilgiler paylaşıldı. Sunum yapan Kurtoğlu, kayıp ihbarının verildiği ilk üç gün içerisinde ailenin ve köy çevresindeki bazı kişilerin jandarmayı yönlendirmeleri hakkında bilgi verdi. Kurtoğlu, olaydan bahsederken şunları söyledi: “Soruşturmaya, ilk günlerde ailenin kaybolan çocuklarıyla ilgili yanlış yönlendirmeler yaptığı anlaşıldı. Adli makamlar, bu yanlış yönlendirmelerin farkına varır varmaz devreye girdi ve soruşturma açtırıldı. O andan itibaren süreç yasal olarak yürütülmeye başlandı.”
Kurtoğlu, il jandarma komutanının yaptığı açıklama ile ilgili olarak da bazı soruların gündeme gelmiş olduğunu aktardı. “Bu soruşturmanın selameti açısından, aileyi kendilerine inandırmamız ve onlarla güven inşa etmemiz gerekiyordu. Ancak önümüze çok sayıda engel çıkartıldı. Yanlış yönlendirme ve sahte ihbarlar baş gösterdi. Bu gibi durumlar üzerinde durulmasına rağmen bizler kolluk kuvvetleri olarak bu önerilere katılmadık. Sadece uydurma yönlendirmelerin olduğu bir yere gitmek istediklerinde, oraya refakat edecek bir personel bulundurduk. Bu personel, orada ne görüşme yapıldığını kayıt altına alarak komutanlığa bildirdi.” ifadelerini kullandı.
Kurtoğlu’nun sunduğu örneklerden biri ise, Narin Güran’ın nakledildiği aracın durumu ile ilgiliydi. Bu aracın, soruşturma esnasında hemen bir çekiciye yüklenip, kriminal laboratuvara aktarılmasının ardından detaylı incelemeler gerçekleştirildi. “Bu incelemeler sonucu 480’den fazla bulgu elde edildi. Özellikle amcanın üzerindeki çocuğun salya izleri, bu inceleme ile tespit edildi.” şeklinde konuştu.
Kurtoğlu ayrıca, soruşturma süreçlerinde gizlilik kararının olmasına rağmen basına sızan bilgilerin, tanık veya bilgi verebilecek kişilerin korkusunu artırdığını belirtti. Narin Güran’ın bulunması adına yapılan arama çalışmaları hakkında da önemli bilgilere yer verdi. “Dalgıç ekipleri ve yerel unsurlar, Narin’i bulmak için büyük çaba harcadılar, ancak çocuk bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’ndan özel bir dalgıç ekibi gönderdik. Bu ekip, köyün tüm kanalizasyonunun aktığı dereye dalarak arama yaptı. Profesyonel çalışmalarının bir sonucu olarak, Narin’e ait ceset taşların altında bulundu.” dedi.
Kurtoğlu, bu başarıyı değerlendirdiğinde, Narin Güran cinayetinin çözülmesinin olağanüstü bir başarı olduğunu vurguladı. “Elde edilen sonuç, sadece olayın çözülmesi değil, aynı zamanda bu tür cinayetlerin önlenmesi için de bir örnek teşkil etmelidir. Narin cinayeti dört dörtlük bir şekilde çözüme kavuşturulmuştur.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Bu süreç, Türkiye’de çocukların güvenliği konusunda kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çocuğa yönelik şiddet ve ayrımcılık konularında yıllar içinde yürütülen mücadelelerin bir parçası olarak, Narin Güran cinayetinin çözülmesi, ilgili kurumların daha etkin ve hızlı hareket edebilmesi gerektiğine dair bir mesaj vermektedir. Yine bu gibi korkunç olayların yaşanmaması için tüm toplumun sorumluluk alarak hareket etmesi gerekliliği, bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Sonuç olarak, Narin Güran cinayeti, Türkiye’nin adli yapısında ve toplumda çocuğa yönelik şiddetin önlenmesine dair derin bir etki yaratmıştır. Her bireyin, çocuğun korunması ve adaletin sağlanması konusunda duyarlılık göstermesi, sadece suçluların cezalandırılması açısından değil, aynı
