Diyarbakır’da 21 Ağustos 2024 tarihinde kaybolan Narin Güran, 8 Eylül 2024’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunarak Türkiye’yi derinden sarstı. Bu trajik olay, toplumda büyük bir infial yaratırken, aynı zamanda cinayet davası sürecini de başlattı. Davanın seyrinde oldukça dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Mahkeme, Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran, ağabeyi Baran Güran, amcası Salim Güran ve itirafçı konumunda bulunan Nevzat Bahtiyar’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşmanın bir sonraki tarihini 26 Aralık olarak belirledi.
Duruşmanın tamamlanmasının ardından baba Arif Güran, A Haber mikrofonuna önemli açıklamalarda bulundu. Olay hakkında daha önce sıkça konuştuğunu ifade eden Güran, itirafçı Nevzat Bahtiyar’a yönelik eleştirilerini dile getirdi. “Bir gün bile Nevzat’ın namusu hakkında kötü bir laf söylemedim. Ancak duyduğum kadarıyla, o insan üç gün boyunca salonun yüzde 80’i ağlarken, gözleri bile dolmadı. Sanki bir hayalet gibiydi” diyerek, Bahtiyar’ın tutumunu sorguladı.
Baba Arif Güran, ayrıca cinayetle ilgili kendi düşüncelerini de paylaştı. “Kesinlikle ailemden şüphelenmiyorum” ifadesini kullanan Güran, duruşmalardaki gözlemlerini de aktardı ve hayatının en zor günlerini yaşadığını belirtti. Kızının son görüldüğü yerin samanlar olduğunu paylaştıktan sonra, “Sol tarafında Hüseyin Güran’ın evi, arka tarafında Salim Güran’ın evi ve 500 metre ileride de Fuat Güran’ın evi var” dedi. Özellikle Bahtiyar’ın ifadesinde tutarsızlıklar olduğunu ileri sürdü.
Güran, “Nevzat Bahtiyar, kendi ifadesinde ‘Benim patikadan uzaklığım 50-60 metre’ diyor. Ama senin ile Arif’in evi kaç metre dendiğinde ise ‘30 metre’ olduğunu belirtiyor. Bazı insanlar ya görmek istemiyor ya da yalanlarına devam etmek istiyorlar” şeklinde eleştirileri artırdı. Kendisine en yakın olan evin, Bahtiyar’ın ifadesindeki mesafeyle uyuşmadığını belirterek, “Benim evim Nevzat ile 30 metre ise, bu patika ile bu evin arası nasıl iddianamede yok. Şu an iddianamede Nevzat Bahtiyar bir hayalet gibi” ifadelerini kullandı.
Arif Güran, mahkeme süreci sırasında duyduğu rahatsızlıkları da anlattı. “Üç gün mahkeme devam etti, ben bir gün yoktum ama iki gün oradaydım. Mola verildiği zaman, sanki hiçbir şey olmamış gibi kahkahalar atılıyor ve salonun içinde başka bir moda giriliyordu” diyerek, yaşadığı üzüntüyü dile getirdi. Ailesine duyduğu güveni vurgulayan Güran, devletin şüphelenmiş olmasının ve bazı kişilerin cezaevine gönderilmesinin bir gereklilik olduğunu ifade etti. “Devlet suçu olmayan birini bırakacak ki ben onunla yaşayayım. İnsan, Allah’tan korkar” dedi.
Cinayetle ilgili farklı yorumlar da aktaran Güran, “Ben o mahkemede avukatların konuştuğu delil tespit itirazlarını gördükten sonra gidip aileme sarıldım. Oğluma, hanımıma sarıldım. Zulüm bir yere kadardır. Ne olursa olsun zulüm bir yere kadardır” ifadelerini kullandı. “Şu an sanki biz Nevzat’ın kızını öldürmüşüz, Nevzat bu iddianamede hayalet olmuş. Böyle bir şey olamaz” diyerek, davanın gidişatından duyduğu endişeyi ifade etti.
Son olarak, Arif Güran