Diyarbakır il sınırları içinde yer alan Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde, 21 Ağustos tarihinde 12 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolmasının ardından, arama çalışmaları başlatıldı. Narin’in kayboluşundan 19 gün sonra, 9 Eylül tarihinde dere yatağında içinde çuval bulunan cansız bedeni bulundu. Bu olay, bölgede ve ülkede büyük yankı uyandırırken, cinayetin aydınlatılması için çalışmalar yoğun bir şekilde devam etti.
Olayın ardından Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama süreci başladı. İlk duruşma 26 Aralık’ta gerçekleştirildi ve 28 Aralık’ta sonuçlandı. Duruşmada, cinayetle ilgili olarak tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bunun yanında, cinayetle bağlantılı olarak şu isimler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı: Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran. Diğer bir sanık olan Nevzat Bahtiyar ise suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Bu karar, halkın ve medyanın dikkatini çeken önemli bir gelişme oldu.
YÜKSEL GÜRAN’IN AVUKATI, TUTUKLULUĞUNA İTİRAZ ETTİ
Duruşmaların sona ermesinin ardından Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, müvekkilinin tahliyesi için Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe sundu. Dilekçede, sanığın tutukluluk halinin kaldırılması talep edildi. Mahkeme heyeti, bu talebi değerlendirerek ilgili dilekçeyi Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermeye oy birliğiyle karar verdi. Özellikle sanıkların ve ailelerinin avukatları tarafından yapılan bu tür başvurular, yargı sürecinin karmaşıklığı ve adaletin sağlanması bakımından önemli bir unsur olarak değerlendiriliyor.
Bu durum, toplumsal ve hukuksal dinamikler üzerine geniş bir tartışma başlatırken, Narin Güran’ın ailesi ve yakınları da süreç boyunca sürekli olarak adalet arayışlarını sürdürdüler. Hube, bu cinayet gibi olayların bir daha yaşanmaması için devletin ve yargının gerekli önlemleri almasını bekliyor. Dolayısıyla, yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği ve ceza sürelerinin nihai olarak nasıl şekilleneceği, toplumda geniş bir ilgiyle izleniyor.
Noel, yeni yılın eşiğinde gerçekleşecek duruşmalar, cinayetle ilgili sanıkların aileleri ve mağdur yakınları arasında gerilim yaratıyor. Mahkemede verilen kararların yanı sıra, yapılacak olan itirazlar ve üst mahkemelere taşınma gibi süreçler, davanın seyrini etkileyebilir. Bu nedenlerle, avukatlar ve sanıkların aileleri tarafından yapılacak olan hamleler, takip edilmesi gereken önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Narin Güran cinayeti ve bu cinayetle bağlantılı olan yargı süreci, yalnızca Diyarbakır değil, tüm Türkiye açısından büyük bir önem taşımaktadır. Toplum, bu davanın sonuçlanmasını ve benzer olayların bir daha yaşanmamasını beklemektedir. Yargı sürecinin nasıl gelişeceği ve hangi sonuçlarla nihayete ereceği, tüm kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir konu olmaya devam edecek.
Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26 ve 28 Aralık’ta verdiği kararlar, bölgedeki diğer cinayet davaları açısından da örnek teşkil edebilir. Adaletin ne kadar hızlı veya etkili bir şekilde sağlanıp sağlanmadığı, toplumun güvenliği ve düzeni açısından oldukça kritik bir meseledir.
