Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinsel istismara uğrayarak öldürülmesi davasında önemli gelişmeler yaşandı. Olayın hemen ardından tutuklanan 4 sanık, anne Yüksel, ağabey Enes, amca Salim Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Narin Güran, 21 Ağustos 2023 tarihinde kayboldu ve 8 Eylül 2023 tarihinde Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulundu.
Dava, Narin’in cansız bedeninin bulunmasından bir gün önce, Tavşantepe Mahallesi’nde aile bireylerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya ait güvenlik kamera görüntüleri üzerinden şekillenmeye başladı. Bu görüntüler, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelendi ve mahkeme heyeti, görüntülerde Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığını belirledi. Bu nedenle, videonun uzman kişilerce deşifre edilmesine karar verildi ve görüntüler Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi.
Ulusal Kriminal Büro, ilgili görüntüleri inceleyerek bir bilirkişi raporu hazırladı ve bu rapor doğrudan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi. Bu süreçte, görüntülerin incelenmesi, dava sürecinin gidişatını önemli ölçüde etkileyebilecek delillerin sunulmasını sağladı. Mahkeme, daha önce de görüntülerin gelen seslerin düşük olması nedeniyle Van Jandarma Komutanlığı Kriminal Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar vermişti. Bu da mahkemenin sağlıklı bir delil analizi yapmak konusundaki kararlılığını gösteriyor.
18 Eylül 2023 tarihinde, Narin Güran’ın cansız bedeni öncesinde yapılan aile toplantısına ait olan görüntüler, saat 19.38-19.41 arasında güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Bu görüntüler, Diyarbakır Barosu’na iletildi ve ardından Baro tarafından Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.
Mahkeme heyeti, bu görüntüleri izleyerek dava dosyasına ekledi. Dava sürecinin gelişimleri, özellikle görüntülerin deşifre edilmesiyle birlikte daha net bir biçimde şekilleniyor. Mahkeme, Uzman bilirkişilerin yapacağı analizlerin, sanıkların suçlamalara karşı savunma durumunu etkileyeceği düşüncesindeydi. Dönem itibariyle, bu fotoğraf ve video gibi somut delillerin önemi, yargılama sürecinin doğru işlemesi açısından hayati bir rol oynuyor.
Mahkemenin karar yazısında ise, özellikle videonun düşük ses düzeyine dikkat çekildi. Kürtçe konuşmaların Türkçeye çevrilmesi için gerekli ses ekipmanlarının eksikliği nedeniyle video görüntülerinin sağlıklı bir şekilde dönüştürülmesinin mümkün olmadığına vurgu yapıldı. Bunun yanına, Ulusal Kriminal Büro ile iletişime geçilerek profesyonel ses ekipmanlarının kullanılması yönünde bilgi alındı. Mahkeme, bu durumun ardından duruşmanın zaman açısından elzem olduğunu belirterek ilgili görüntülerin en kısa zamanda deşifre edilmesini sağladı.
Sonuç olarak, Narin Güran’ın ölümüyle ilgili dava sürecinin temel taşlarından biri de, video görüntülerinin tespit edilmesi ve derinlemesine incelenmesidir. Dava, sadece ailenin içindeki dinamiklerin açığa çıkması için değil; aynı zamanda adaletin sağlanması açısından da kritik bir öneme sahiptir.