Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024’te kaybolan Narin Güran’ın cesedi, kaybolduktan 19 gün sonra, bir dere yatağında bulunan bir çuvalın içinde, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılmış ve çalılarla gizlenmiş halde bulunmuştur. Bu üzücü olay, sonrasında geniş çaplı bir soruşturma başlatılmasına yol açmış ve dört kişi hakkında Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştır.
Dava dosyası, Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunmasının ardından hızla gelişti. Tutuklu sanıklar arasında yer alan, aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği tespit edilen amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran, ayrıca cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşusu Nevzat Bahtiyar bulunmaktaydı. Bu dört sanık hakkında, “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmiştir. Dava, 28 Aralık 2024 tarihinde görülen ikinci duruşma sonrasında, Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran’a “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, Nevzat Bahtiyar’a ise “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir.
Bunun yanı sıra, olayla bağlantılı başka sanıklar da bulunmaktadır. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu sanıklar Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran ve Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile birlikte tutuksuz şüpheliler Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran hakkında “Suçluyu kayırma” suçlamasıyla ayrı bir dava açmıştır. Bu süreç içinde, suça sürüklenen ve tutuksuz yargılanan M.G. (15), İ.K. (16) ve R.A. (15) hakkında da “Suçluyu kayırma” suçlamasıyla Diyarbakır 2’nci Çocuk Mahkemesi’nde hazırlanan iddianame kabul edilmiştir. Sonraki süreçte iki dava dosyası birleştirilmiştir.
Yarına planlanan duruşmada, üçü çocuk olmak üzere toplam 15 sanığın “Suçluyu kayırma” suçundan 6 ayda 5’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına Diyarbakır 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacağı bildirilmektedir. Bu gelişmeler, genç Narin Güran’ın ölümüyle ilgili davada adalet arayışını sembolize ederken, aynı zamanda bölgede yaşanan çok daha geniş bir toplumsal ve hukuksal tartışmanın da bazı unsurlarını ortaya koymaktadır. Adaletin yerini bulması ve can kaybına neden olan olayların bir daha yaşanmaması için yürütülen bu süreç, toplumda önemsenen bir meseledir.
Narin Güran olayı, çoğu zaman benzer durumların üstü kapatıldığı veya göz ardı edildiği bir toplumda önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. İnsanların, adalet arayışında ne kadar kararlı olduğunu ve böyle trajik olayların ardından ne tür tepkiler verildiğini göstermektedir. Bu soruşturma sürecinin takip edilmesi, diğer olumsuz olayların önlenmesi ve adaletin sağlanması bakımından kritik bir öneme sahiptir. Narin Güran’ın kaybı yalnızca ailesini değil, toplumu derinden etkileyen bir olay olmuştur. Bu tür davaların takip edilmesi ve adaletin yerini bulması ise, sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda gelecekteki potansiyel mağdurlar açısından da oldukça önemli bir yere sahiptir.
Sonuç olarak, Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde yaşanan
