Türkiye’nin ilk başörtülü cumhuriyet başsavcısı Tuba Ersöz Ünver üzerinden başörtüsü karşıtlığını sergileyen Nasuh Mahruki, sosyal medya platformlarında yaptığı paylaşımlarla dikkat çekmeye devam ediyor. Daha önce, başörtülü hâkimler, savcılar, komutanlar ve resmi devlet görevlilerinin varlığını eleştiren çirkin ifadeler kullanan Mahruki, bu kez yeni bir hedefe yöneldi. Bu durum, Mahruki’nin tartışmalı tutumlarının bir yenisi olarak gündeme geldi.
Güncel bir olayda, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener’in, “Artık dünyada değişim, gelişim, teknoloji en üst düzeyde kullanılıyor. Elektronik oylama sistemi ile ilgili tüm hazırlıklarımızı yaptık. Karar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde.” şeklindeki açıklamasına tepki gösterdi. Mahruki, Yener’in alıntıladığı cümle üzerinden, hükümetin seçim sürecine ilişkin uygulamalarını eleştirdi ve çarpıcı iddialarda bulundu. Bu eleştirilerinde, “İktidar FETÖ’den aldığı akılla ölülere bile oy kullandırıyor, sayısız yabancıya yasadışı vatandaşlık dağıtıyor ve seçimleri hem CHP’nin yanlış aday göstermesiyle hem de sahtekarlıkla kazanıyor.” ifadelerine yer verdi.
Mahruki’nin paylaşımları, yalnızca siyasi eleştiriler olarak değil, aynı zamanda ciddi ithamlar içeren bir söylem olarak dikkat çekti. Özellikle YSK üyelerini hedef alarak, “Devran değiştiğinde bütün üyeleri vatana ihanetten yargılanacak olan ve Anayasa’yı ihlal etmenin ötesinde Anayasa’yı tağyir, tebdil, ilgadan yani Anayasa’yı kaldırma, bozma ve hükümsüz bırakma suçlarından yargılanacak olan YSK’dan adaletli bir seçim beklemek işbirlikçilik ve ihanet değilse aptallıktır.” şeklinde sert ifadeler kullanarak, kuruma yönelik ağır bir suçlama yöneltti.
Bu tür ifadeler, sosyal medyada birçok kullanıcı tarafından tepkiyle karşılandı. Mahruki’nin daha önce yaptığı paylaşımlar ve söylemleri, toplumda derin tartışmalara yol açırken, son açıklamaları konuyu daha da alevlendirdi. Türkiye’de seçim süreçleri ve YSK’nın görevleri üzerine kamuoyunda oluşan algılar, Mahruki’nin ithamları sebebiyle bir kez daha göz önüne serildi.
Nasuh Mahruki’nin YSK’ya yönelik bu tehdit ve ağır suçlamaları, siyasi bir figür olarak nasıl bir platformda konumlandığını da ortaya koyuyor. Eleştirilerinin yanı sıra kullandığı dil ve yaklaşım, muhalefet eden kesimlerle ideolojik bir çatışma içeriyor. Her ne kadar Mahruki, kendi görüşlerini savunsa da, kullandığı üslup ve sarf ettiği sözler, geniş bir kitle tarafından kabul edilmemekte ve isyan edici olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, Türkiye’nin siyasi ikliminde farklı bir dönemeç yaşandığını da göstermektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin gidişatını ve Yüksek Seçim Kurulu gibi siyasi yapıları hedef alan bu söylemler, toplumda kutuplaşmayı artırırken, sivil bir tartışmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesini de zorlaştırmaktadır. Mahruki’nin söylemleri, yalnızca kişisel bir tepki değil, aynı zamanda Türkiye’deki siyasetin ne denli gergin bir atmosferde şekillendiğinin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür tartışmaların sağlıklı bir diyalog ortamı oluşturup oluşturamayacağı ise belirsizliğini korumaktadır.