İstanbul’da yaşayan A.B, Nuray Yıldız’ın güzellik merkezlerinden birinin şube temsilciliği almak için 750 bin TL ödeme yaptı. Ödemenin büyük kısmı, Nuray Yıldız’ın eşinin hesabına gönderilirken bir kısmı senetle taksitlendirildi. Şube açıldıktan sonra, cihazların alımı da yine Nuray Yıldız’ın üretimlerinden karşılandı. Ancak işler beklenildiği gibi gitmedi ve A.B, vaat edilen parayı kazanamayıp her ay isim hakkı olarak da 10 bin TL kira ödemesi yapmak zorunda kaldı.
A.B, işten çekilmek istedi ve Nuray Yıldız’a ulaşıp anlaşmanın iptalini talep etti. Yıldız’ın olumsuz cevabının ardından A.B, Yıldız’ın ismini taşıyan tabelayı indirip, kendi tabelasını astı. Yıldız çiftinin hakaret ve küfürlerine maruz kalan A.B, yatırım yaptığı parayı geri alabilmek için merkezi devretmeyi düşünürken, yaşadığı sorunlar daha da arttı.
Çevrim içi dünyada, A.B ve eşinin sosyal medya hesapları çalındı ve hakaret, küfür ve müstehcen içerikler paylaşıldı. Bu durumu savcılığa ileten A.B, aynı zamanda yurt dışı kayıtlı numaralardan gelen tehdit mesajlarını da şikayet etti.
Sevim Alan adlı güzellik merkezi sahibi de benzer bir durumla karşılaştı. Sevim Alan ve Nuray Yıldız arasındaki anlaşmazlık sonucu hesapları çalınan Alan, mahkemeye durumu taşıdı. 4 milyonu aşkın takipçisi bulunan Instagram hesabı çalınan Alan, bilgisayar korsanlarıyla yaptığı görüşmelerde para ve telefon taleplerine maruz kaldı.
Bilgisayar korsanları hem para hem telefon isteyerek hesapları geri vermeyi vaat etti ancak sonrasında ortalıktan kayboldu. Bu süreçte Sevim Alan, önemli maddi kayıplar yaşadı. Tüm bu olaylar, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve iş dünyasında ciddi endişelere yol açtı. Bu tip olayların artmasıyla birlikte güvenilirlik ve dijital güvenlik konuları daha da önem kazanmaya başladı.