MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrının ardından, DEM Partisi’nden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, terörist lideri Abdullah Öcalan’la bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu ziyaretler sırasında yer almayan Ahmet Türk ise, partilerle yapılan görüşmelerde İmralı heyetinin bir üyesi olarak görev aldığı belirtilmiştir. DEM Partisi üyesi Cengiz Çandar, Ahmet Türk’le ilgili dikkat çekici bir iddiada bulunmuştur.
“ÖCALAN İSTEMİŞ”
Cengiz Çandar, Medyascope yayınında yaptığı açıklamada, “Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim tarihinde yaptığı konuşmadan sonra bu ziyaretlerin gerçekleştiğini” ifade etmiştir. Çandar, özellikle Ahmet Türk’ün İmralı heyetinin bir parçası olarak ziyaretlerde bulunduğunu ve bu ziyaretlerin Abdullah Öcalan’ın isteği doğrultusunda gerçekleştiğini vurgulamıştır. Çandar, “Bizzat Öcalan istemiş.” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
“DEVLET BARZANİ’YE SORMUŞ”
Çandar, aynı yayında şu ifadelere de yer vermiştir:
– Ahmet Türk, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KDP) lideri Mesut Barzani’ye bazı eleştirilerde bulunmuştu. Bu bağlamda, Öcalan’ın “Kürt toplumunda saygın bir isimdir, o da heyette bulunsun” şeklinde ısrarcı olduğu ifade edilmiştir.
– Bunun üzerine, Türkiye Cumhuriyeti devleti, Mesut Barzani’ye durumu bildirmiş ve ‘Ahmet Türk senin için böyle şeyler söylemişti, heyete katılmasına ne dersin?’ diye sormuştur. Barzani de, ‘Biliyorum ama o, Kürt toplumunda karşılığı olan bir isimdir ve onun katılmasında benim için sakınca yoktur.’ şeklinde bir cevap vermiştir.
– Bu durum, süreç içerisinde görünmeyen başka alanlarda da faaliyetlerin olduğunu göstermektedir. Ahmet Türk’ün rolü, Kürt siyasi dinamikleri içinde önemli bir yer tutmakta ve onun bu süreçteki durumu da dikkat çekmektedir.
Özetle, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısını takiben gelişen ziyaretlerde Abdullah Öcalan’ın etkisi ve Ahmet Türk’ün pozisyonu, Türk ve Kürt siyaseti açısından önemli bir tartışma konusunu teşkil etmektedir. Ahmet Türk’ün İmralı heyetindeki yer alışı, sadece politik bir strateji değil, aynı zamanda Kürt toplumu içinde bir etki yaratma çabası olarak değerlendirilmektedir. Demek ki, bölgedeki siyasi ilişkiler, karmaşık bir yapı içinde şekillenmekte ve bu tür görüşmeler, taraflar arasındaki iletişimi ve anlayışı güçlendirme amacı taşımaktadır.
