Osmanlı İmparatorluğu’nun son Padişahı Sultan Vahdettin’in torunlarından biri olan Mesude Evliyazade, yaşadığı hırsızlık olayıyla gündeme geldi. Mesude Evliyazade’nin lüks yaşamı, güvenine sarılan bir yardımcı tarafından tehdit altına alındı. Ekol’de yayımlanan haberlere göre, Mesude Evliyazade, Sarıyer’deki lüks evine yatılı bir yardımcı almıştı. Bu yardımcı, kısa süre içinde Evliyazade’nin güvenini kötüye kullanarak büyük bir hırsızlık olayına imza attı. Yatılı olarak eve yerleşen çalışan, ilk olarak Evliyazade’nin evindeki kıyafetleri, çantaları ve ayakkabılarını çalmaya başladı, fakat zamanla daha büyük bir soyguna yöneldi.
OSMANLI MİRASI MÜCEVHERLER DE VARDI
Güvendiği yardımcı, küçük eşyalarla yetinmeyip, Osmanlı dönemine ait tarihi mücevherlere göz dikti. Bu mücevherler arasında, Sultan Vahdettin’in kızı Ulviye Sultan’dan miras kalan paha biçilemez bir yüzük de bulunuyordu. Toplamda 13 milyon lira değerinde ziynet eşyası çalan yerinde çalışan kişi, tarihi ve manevi değeri büyük bu parçaları alarak Mesude Evliyazade’nin yaşamını karartmaya çalıştı.
HIRSIZLIĞI HAFTALAR SONRA FARK ETTİ
Mesude Evliyazade, evdeki değerli eşyaların kaybolduğunu yaklaşık 1 ay sonra fark ettiğinde, büyük bir şok yaşadı. Durumu hemen polise bildiren Evliyazade, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne haber verdi. Polis, hırsızlığı araştırmaya başladı ve olayın faillerine ulaşmak için çalışmalarını hızlandırdı. Kısa bir süre içinde, hırsızlık olayının şüphelisi olarak belirlenen yardımcı yakalandı. Bu kişi, yaptığı sorgulama sırasında çaldığı mücevherleri piyasada sattığını itiraf etti.
AKIBETİ MERAK EDİLİYOR
Soruşturmanın sonunda, çalınan mücevherlerin büyük bir kısmının satıldığı belirlense de, Mesude Evliyazade’nin bu değerli ziynet eşyalarının akıbeti hâlâ merak konusu sinirli. Hırsızlık soruşturması devam ederken, Osmanlı hanedanına ait bu nadide parçaların geri kazanılıp kazanılmayacağı ya da hırsızlık şüphelisinin nasıl bir ceza alacağı ise henüz belirsizliğini koruyor. Olaydan sonra, Mesude Evliyazade’nin yaşadığı bu dram, toplumda büyük bir yankı uyandırdı. İnsanların güven duygularının nasıl kötüye kullanılabileceğinin somut bir örneği olarak dikkat çekti.
Osmanlı mirasına sahip çıkan bir aile bireyi olarak, Mesude Evliyazade’nin yaşadığı bu olay, tarihle güncel yaşam arasındaki bağlantıyı bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür hırsızlık olaylarının daha sık yaşanmaması için alınacak önlemler, hem bireyler hem de kültürel miras açısından büyük bir önem taşıyor. Sonuç olarak, olayın akıbeti, sadece Mesude Evliyazade için değil; aynı zamanda Osmanlı dönemine ait tarihi eşyalara sahip çıkan herkes için büyük bir tehdit oluşturuyor.