Oyun Bağımlılığı: Ciddiye Alınması Gereken Bir Sorun
Oyun bağımlılığının gün geçtikçe yaygınlaşması, uzmanlar tarafından ciddi bir sorun olarak değerlendiriliyor. Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, bu durumun bireylerin günlük yaşamları, ilişkileri ve genel işlevsellikleri üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor. Kontrolsüz oyun oynama davranışının, huzursuzluk, öfke nöbetleri ve sosyal izolasyon gibi çeşitli problemlere yol açabileceğini vurguluyor.
Aydın, şiddet içerikli video oyunlarının, duygusal sorunlar ve ruhsal rahatsızlıklar üzerinde de ciddi etkileri bulunduğuna dikkati çekiyor. Oyun bağımlılığı, sadece bireylerin ruhsal durumlarını değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerini de olumsuz etkileyebiliyor. Bunun yanı sıra, şiddete maruz kalmanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri, kişilerin şiddete karşı duyarsızlaşmalarına yol açabiliyor. Bu durum, toplumda daha büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olabiliyor.
Aydın, özellikle ebeveynlerin çocukları için doğru rol modeli olmalarının önemli olduğunu belirtiyor. Çocukların 0-3 yaş aralığında tablet ve telefon kullanımından mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Çünkü bu yaş grubunda çocukların gelişimi için sosyal etkileşim ve fiziksel aktivite son derece önemlidir. Aksi durumda, çocukların gelişimlerinde sorunlar yaşanması olasıdır.
Son zamanlarda oyun bağımlılığının, bireylerin sosyal hayatını tehdit eden bir sorun haline geldiğini ifade eden Aydın, toplu taşıma, ev gibi alanlarda insanların vakit geçirme amaçlı oyunlara yöneldiğine dikkat çekiyor. Bu durum, başlangıçta eğlenceli gibi görünse de, zamanla bireylerin hayatlarını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor.
Aydın, oyun bağımlılığının sadece çocuklarla sınırlı olmadığını, yetişkinlerde de yaygın olarak görüldüğünü ifade ediyor. Bir süre sonra bağımlılık hissi oluşabiliyor ve bireyler, oyun oynama süresini ayarlamakta zorlanıyor. Kontrolsüz oyun oynama durumu, ruhsal ve fiziksel sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle, çocukların okul başarılarını etkileyebileceği gibi, yetişkinlerde de aile ve iş hayatına olan etkileri gözlemleniyor.
Oyun bağımlılığı yaşayan bireyler, sıklıkla oyun merkezli bir yaşam sürmeye başlayabiliyorlar. Yetişkinlerde, özgüven kaybı ve sosyal ilişkilerde problemler görülebiliyor. Bir yere giderken ya da birisiyle görüşeceklerken, akıllarında sürekli “oyun oynayabilir miyim?” düşüncesi dönüyor. Bu da psikolojik olarak kişileri daha da yalnızlaştırıyor.
Ayrıca, Aydın, şiddet içerikli oyunların, bireylerin ruh sağlıklarını olumsuz etkileme potansiyelinin yüksek olduğunu belirtiyor. Bu tür oyunlar, depresyon, panik atak, stres ve anksiyete gibi sorunları beraberinde getiriyor. Çocuklarda özellikle gelişim döneminde hareket etmemek ve sosyal ortamlardan uzak kalmak, obezite gibi fiziksel sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Oyun bağımlılığı teşhisinde, uzmanların değerlendirmelerinin önemine de vurgu yapan Aydın, “Evet, bağımlılığı belirlemek için bazı testler var; ancak yalnızca bu testler tek başına kesin bir tanı koymak için yeterli değildir,” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Kesin tanı, uzmanların yapacağı detaylı bir değerlendirme sonucunda konulabilir.” Böylece, oyun bağımlılığının ne denli ciddiye alınması gerektiğini ve zamanında müdahale edilmesinin önemini bir kez daha vurgulamış oluyor.
Sonuç olarak, oyun bağımlılığı, özellikle gelişim dönemindeki çocuklar ve genç
