Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Milli Savunma Üniversitesi tarafından hazırlanan “Türk Dili Kompozisyon ve Hitabet” adlı kitabın kapağındaki bir görsel sebebiyle büyük bir tepkiyle karşılaştı. Özdağ, kitabın kapağında Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunun bir kısmının farklı bir renkle gösterilmesine karşı çıkarak, “Bu coğrafyalar arasında Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu yok. Bu coğrafyayı ne zaman, hangi savaşta kaybettik Erhan Afyoncu? Bu bölgeden askerlerimiz ve devletimiz de çekildi mi?” şeklinde sorular yönelttiği bir bakanlık yazısında yer aldı.
AFYONCU: KİTAP FARK EDİLİNCE TOPLATILDI
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, Özdağ’ın bu açıklamalarına yanıt vererek konuyu aydınlatan bir basın toplantısı düzenledi. Afyoncu, “Millî Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Türk Dili Kompozisyon ve Hitabet Dersi için hazırlanan ve Senato tarafından basılmasına izin verilen ‘Ders Notu’ kitabının kapağında herhangi bir görsel bulunmamaktadır” dedi. Rektör, kapak tasarımının, kurumda görevli bir editör tarafından idarenin bilgisi dışında bir matbaaya teslim edildiğini ve bu uygunsuzluğun fark edilir edilmez kitabın toplatıldığını ifade etti.
Aynı zamanda Afyoncu, kitabın kapak tasarımının hatalı olduğunu belirtirken, böyle bir durumun yaşanmasının kendileri için kabul edilemez olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınacağını belirtti. Kurum, bu tür yanlışlıkların gelecekte yaşanmaması için daha sıkı kontroller gerçekleştireceklerini de sözlerine ekledi.
EMİROĞLU GÖREVİNDEN İSTİFA ETTİ
Rektör Erhan Afyoncu, olayın ardından kapak tasarımını hazırlayan Prof. Dr. Öztürk Emiroğlu’nun 9 Kasım’da görevinden istifa ettiğini duyurdu. Bu kapsamda Milli Savunma Üniversitesi Rektörlüğü, olayla ilgili idari ve adli soruşturma başlatıldığını da açıkladı. Curcunali süreçte, konuya dair soruşturma sürecinin nasıl ilerleyeceği ve hangi tedbirlerin alınacağı da merak konusu oldu. Afyoncu, üniversitenin prestijini koruma adına mücadele edeceklerini belirtti.
Bu olay, eğitim kurumu içerisinde yaşanan bir iletişim ve yönetim sıkıntısının yanı sıra, toplumsal duyarlılığın da önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü ve milli değerleri üzerine yapılan bu tartışmalar, siyaset ve toplum nezdinde büyük yankı buldu.
Özdağ’ın eleştirileri, bir grup insan tarafından milli bilinç ve değerlerin korunması adına destek bulurken, diğer kesim tarafından ise siyasi bir manipülasyon endişesi ile karşılandı. Eğitim ve öğretim kurumlarının bu tür içeriklerin hazırlanmasındaki titizliklerinin artırılması gerektiği düşüncesi, pek çok kişi tarafından dile getirildi.
Sonuç olarak, Milli Savunma Üniversitesi’nin yaşadığı bu olay, sadece bir kitap kapağıyla sınırlı kalmayıp, Türk kamuoyunun hassas olduğu milli meseleler doğrultusunda atılan adımların ne denli dikkatli olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu tutumlar, gelecekte benzer yanlışların yaşanmaması için bir ders niteliği taşıyor.