MHP Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, son günlerde Türkiye gündeminde tartışmalara yol açan CHP’nin ‘Boykot’ çağrılarına sosyal medya üzerinden sert bir yanıt verdi. Özdemir, yaptığı paylaşımda, “İsrail bölgede neredeyse Türkiye’den izinsiz uçak uçuramayacak duruma gelmek üzereyken, Ortadoğu ve Avrupa’da Türkiye’siz hiçbir denklem kurulamayacağı görülmüş ve yeni dönem tezlerinde herkes kapımızı çalmaya başlamışken, Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştirmek ve başarmak üzere büyük bir kararlılık varken, ülkemizi CHP eliyle içeriden karıştırma, ekonomik ve sosyal istikrarsızlık yaratma hamlesinin gelmesi birbirinden bağımsız bir gündemin tesiri olmasa gerek” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Özdemir, açıklamasına devam ederek, “Hukuka karşı başkaldıran, anayasayı hepten yok sayan ve milletin evlatlarını kendi siyasi istikbali için aşağılık biçimde kullanan zavallı bir anlayışın sahipleri kendileri ile beraber CHP’yi de bitirmiştir. Türkiye’nin hiçbir meselesine tutarlı politika geliştiremeyen, dünyada ve bölgede yaşananlar karşısında görüş ve politika üretmeyi bırakın, yaşanan gelişmeleri doğru okumaktan dahi aciz durumda olan CHP’nin başvurduğu tek şey bozgunculuk ve anarşizm oldu. Umudu ABD’de yayınlanan gazetelerde makaleler yayınlayarak, İngiltere’ye sitemlerini ileterek destek bulmaya bağlayan teslimiyetçi anlayışıyla CHP, Türkiye gerçeklerinden ne derecede uzaklaştığını da göstermiştir.” ifadelerini kullandı.
CHP’nin mevcut durumunun Türkiye’ye ve Türk Milletine layık olmadığını belirten Özdemir, “Eğer CHP bünyesinde hâlâ aklı başında insanlar kaldıysa, partilerine sahip çıkmalı; Özgür Özel ve destekçilerine karşı hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, toplumun huzurunun korunmasına ve ülkeye sadakate bağlılığın gereğini yerine getirmelidirler. Türkiye’nin en büyük yolsuzluk soruşturmalarının ana konusu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer bazı yerel yönetimler üzerinden elde edilen ve miktarı 560 milyar lirayı bulan paranın, bir yandan şahsi menfaatler, diğer yandan CHP yönetiminin ele geçirilmesi amacıyla kullanılmış olmasıdır. Bu derece vahim iddialar karşısında, CHP yönetiminin, ‘aklanıp gelsinler’ demek yerine son derece büyük bir korku, endişe içinde olduğu ve kendisinden olmayan herkese karşı nefretle hareket ettiğini görmekteyiz.” dedi.
Özdemir, toplumsal huzuru bozmayı amaçlayan tüm girişimlerin CHP tarafından yaratıldığını ifade ederken, “Bu beyhude girişim mutlaka sahiplerinin başını yakacak. Ne hukuk ne de millet iradesi bu kirli hesaba geçit vermeyecektir.” şeklinde uyarıda bulundu. Bu açıklamalar, Özdemir’in CHP’ye ve onun politikalarına karşı duyduğu sert eleştiriyi açıkça ortaya koymaktadır. Özdemir’in üslubu, siyasi arenada yaşanan ve tartışmalara yol açan konulara oldukça keskin bir bakış açısıyla yaklaşmasıyla dikkat çekmektedir.
Özdemir’in açıklamaları, Türkiye’deki siyasi ortamda gerginliği artıran ve kutuplaşmayı derinleştiren unsurlar arasında yer almaktadır. CHP’nin ‘Boykot’ çağrılarının nasıl algılandığı ve bu durumun MHP tarafından nasıl bir perspektiften gözlemlendiği üzerine yaptığı vurgular, siyasi partilerin toplum üzerindeki etkilerini düşünmeye teşvik etmektedir. Bu bağlamda, CHP’nin mevcut politikalarının ve uygulamalarının halk nezdindeki karşılığını sorgulayan Özdemir, partinin genel durumunu ele alırken MHP’nin kendi siyasi duruşunu da gözler önüne sermektedir.
Yapılan bu tür siyasi açıklamalar, toplumda inşa edilen algılar ve güven ortamı üzerinde önemli tesirlere yol açabilmektedir. Özdemir’in açıklamaları, CHP’nin tarihsel bağlam içerisindeki rolü ve bugünkü durumuna dair eleştirileri içermektedir. Bu yaklaşım, sadece bir siyasi eleştiri olarak değil, aynı zamanda toplumda var olan
