Kasım 2023’te yapılan kurultayda, Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle 13,5 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu dönemini sona erdirecek şekilde CHP Genel Başkanlığına seçilen Özgür Özel, geçtiğimiz hafta yapılan olağanüstü kurultayda rakipsiz girdiği yarışta (Tartışmalı bir şekilde de olsa) yine zafer kazanarak bu koltuktaki yerini daha da sağlamlaştırdı. Özgür Özel’in, 21 Mart’ta yaptığı çağrıda sevinçle yanıt veren Kılıçdaroğlu, Perşembe akşamı aday olmayacağını açıklarken sert eleştirilerde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun, “Çalanların yüzüne tükürülür ve ben çalmadım,” sözü, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik ağır bir itham olarak değerlendirildi. Bu durum, kurultayın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetiminde yaşanan yolsuzluk iddialarını sorgulattı. Kılıçdaroğlu’nun bu ifadeleri, ya kurultaydaki delege oylarının manipüle edildiği ya da İBB’deki kaynakların kötü kullanıldığına da bir göndermede bulunduğu anlamına gelebilir. Aynı zamanda Kılıçdaroğlu, Şubat ayında İmamoğlu hakkındaki sorulara verdiği yanıtta, “Benim boğazımdan haram lokma inmemiştir” demişti.
YUMUŞAMA YERİNE SERTLEŞME, KUCAKLAMA YERİNE KUTUPLAŞTIRMA POLİTİKASINA DÖNÜŞ
31 Mart seçimlerinden sonra, CHP’nin aldığı oyların bir kısmının ’emanet’ oylar olduğunun farkına varan Özgür Özel, bu oyları kalıcı hale getirmek için ‘Genişleme politikası’ olarak adlandırılan bir açılım süreci başlattı. Özel’in hedefi, bu yeni politika ile daha geniş bir kitleye hitap etmek ve emanet oyları kalıcı hale getirmekti. Ancak bu yaklaşım, partinin içindeki bazı sert tutumları benimseyenler tarafından hoş karşılanmadı.
Haziran ayında İmamoğlu ile yaptığı görüşme sonrasında, Özel’in üslubunun sertleşmesi dikkat çekti. 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturmalar ve gözaltılar sonrasında ise, Özel’in yaklaşımı dramatik bir şekilde değişti. ‘Normalleşme’ politikası yerine sertleşme ve kutuplaşma hakim hale gelerek hem söylemde hem de eylemde bu yeni yönelim öne çıktı.
ÖZEL SERTLİK POLİTİKASIYLA CHP İÇİNDE AMACINA ULAŞTI AMA DAHA ÖNEMLİ BİR ŞEYİ DE KAYBETTİ
19 Mart sonrası, Özgür Özel’in sokaklarda “Yıkın geçin” gibi şiddet çağrısı içeren ifadelerle yaptığı çağrılar, somut bir şekilde şiddete dönüşmeye başladı. Bu durum, muhalefetin sokak eylemlerini ve boykot çağrılarını da beraberinde getirdi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert eleştiriler, CHP’nin geçmişini hatırlatma dışında bir etkinliğe de ulaşamadı. Ekonomi üzerinden hedef alınan sözler, Özel’in “Ekonomi çöksün ki, yıkıntılar üzerinden CHP’ye umut doğsun,” şeklindeki tavrı, bu nedenle eleştirildi.
Özgür Özel’in sert söylemleri ve bu yolla kazandığı Genel Başkanlık zaferi, parti içinde sertlik yanlılarını harekete geçirirken, muhalif seslerin de susmasına neden oldu. Kılıçdaroğlu bile, bu tartışmaların içinde aday olma cesareti gösteremedi. Buradan hareketle, Özel’in bu ‘yıkıcı siyaseti’ benimsediği ve böylece Genel Başkanlık koltuğunu sağlamlaştırdığı söylenebilir. Ancak bu durumu ‘ne pahasına’ sorusu ile sorgulamak gerekiyor.
Sertleşmenin getirdiği kutuplaştırıcı söylem ve eylemler, CHP kitlesinde bir kenetlenme hissi yaratırken, partililere ait kay
