Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye’nin gündemini sarsan ‘Yenidoğan Çetesi’ skandalı sonrasında tepkisini açıkça dile getirerek Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu‘ndan istifasını istemiştir. Özellikle bu durumun yaratmış olduğu kamuouyundaki rahatsızlık, siyasetçilerin ve halkın dikkatini çekmiştir. Özgür Özel, yaşanan olayların ciddiyetine dikkat çekerek, “O istifa edilecek, o hesap verilecek. O güne kadar da kimse bunların yüzüne bakmayacak,” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
Özel, açıklamalarında olayın ciddiyetini vurgulamak için şu ifadelere yer verdi: “Şu kadar ar, onur, namus varsa bakansın ya, soruşturma sürüyor. 47 sanık var. Bir tanesi devlet memuru değil. Bir tane kamu görevlisi yok. Niye? Kimi koysa o üstüne işaret edecek. İkinci, üçüncü ifade de beyefendi kabak gibi ortada kalacak.” Bu sözlerle Özgür Özel, soruşturmanın derinleşmesi gerektiğini ve bu işin sonuna kadar takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu durum karşısında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, istifa çağrılarına yanıt verdi. Memişoğlu, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” diyerek, kendisini ve bakanlığını savunan bir tutum sergiledi. Bakanın bu cevabı, kamuoyunda daha fazla tartışmaya neden oldu. Sağlık Bakanı’nın tutumu, halk arasında, “Kendi sorumluluğunun üstünü örtme çabası mı?” şeklinde sorgulanmaktadır.
İstanbul’da gerçekleşen bu olay, sağlık hizmetleri ve devletin sağlık politikaları üzerindeki etkileri nedeniyle büyük bir yankı bulmuştur. Özellikle, sağlık alanında yaşanan bu tür skandallar, toplumda güvensizlik yaratırken, gönüllü sağlık çalışanlarının da moralini etkilemektedir. Toplum, sağlık hizmetlerinin güvenilirliği konusunda ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğuna inanıyor.
Söz konusu skandalların nasıl sonuçlanacağı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tavrı ve Sağlık Bakanlığı’nın tepkisiyle yakından ilişkili olacaktır. Özgür Özel’in bu konudaki kararlılığı, muhalefetin konuyu takip etme istekliliğini gösteriyor. Ayrıca, bürokraside yaşanan bu tür ihlallerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması için kurumların daha şeffaf bir yapıya bürünmesi gerektiği de vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’deki sağlık sistemiyle ilgili yaşanan bu durum, hem hükümet hem de muhalefet açısından önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Gelecek süreçte yaşanacak gelişmeler, hem Sağlık Bakanlığı hem de hükümetin alacağı yeni önlemlerle şekillenecektir. Bu tür skandalların, kamuoyunda uzun süre gündemde kalacağı öngörülmektedir. Toplumun, sağlık sorunlarıyla ilgili duyarlılığının artması beklenirken, muhalefetin de bu konudaki denetim ve takip gücünü artırması gerektiği düşünülmektedir.