İstanbul’un Beykoz ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki İsmail Karamustafa, gündelik yaşamını oldukça farklı bir şekilde sürdürüyor. Yaşına rağmen çevresindekilere neşe ve canlılık katmayı başaran Karamustafa, gün boyunca omzunda taşıdığı kendi yetiştirdiği papağanlarıyla şehrin çeşitli bölgelerinde dolaşıyor. Özellikle çocukların büyük ilgisini çeken bu “Papağanlı Amca”, toplu taşımada bile yolcuların ilgi odağı haline geliyor.
İnsanların dikkatini çeken bu alışılmışın dışındaki görüntüsü, birçok kişiyle etkileşim kurmasına yardımcı oluyor. Küçük yaştan beri kuş ve papağan besleme tutkusunu sürdüren Karamustafa, tanıdığı ve tanımadığı tüm vatandaşlarla konuşmaktan ve onlara kuşları hakkında bilgi vermekten mutluluk duyuyor. Gördüğü her insana papağanları hakkında detaylı bilgi vermek ve onlarla fotoğraf çektirmek için sabırsızlanan Karamustafa, böylece sosyal medya platformları üzerinden kuş sevgisini daha geniş kitlelere ulaştırmayı da başarabiliyor.
Karamustafa, Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde beslediği kuşların kaydının bulunduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, “14 tane papağanım var. Ben her yere gidiyorum. Beni Kadıköy’de de görebilirsiniz, Taksim’de de görebilirsiniz.” diyerek, papağanlarıyla birlikte İstanbul’un oldukça hareketli ve yoğun bölgelerini sık sık ziyaret ettiğini ifade ediyor. Özlem duyduğu anlarda bile papağanlarının yanında olması, onun için büyük bir mutluluk kaynağı. Yalnız yaşamayı tercih eden Karamustafa, hayatının sonuna kadar bu şekilde devam etmek istediğini de vurguluyor.
Işık ve neşe dolu bir hayat sürdürmeye çalıştığını kaydeden yaşlı adam, papağanlarıyla aralarındaki bağın çok özel olduğunu belirtiyor. Karamustafa, kuşları yatırıp sevmenin yanı sıra, hastalanan kuşları da alıp iyileştirdiğini söylüyor. Bu tür davranışları ile insanlar tarafından takdir edilen bir karakter haline geliyor. “Beni gören her vatandaş fotoğraf çektirmek ve sosyal medyada paylaşmak istiyor.” ifadesi ile, kuş besleyiciliğinin ve hayvan sevgisinin sosyal anlamda da nasıl bir karşılık bulduğunu gözler önüne seriyor.
Istanbul’un farklı noktalarında, özellikle de insanların yoğun olduğu meydanlarda – Kadıköy veya Taksim gibi – görmek mümkün olan İsmail Karamustafa, hayvan sevgisi ve sosyal etkileşim konularında ilham verici bir figür haline geliyor. Karşılaştığı her yeni insan, onun papağanları ile olan etkileşimini görerek hem eğleniyor hem de bilgi edinme fırsatı buluyor. Yaşadığı deneyimlerin sunduğu mutluluk, onun için yalnızlığın üstesinden gelmek adına bir yol oluşturuyor.
Yıllar içerisinde sayısını arttırdığı 14 papağanı, onun için yalnızca bir hobi değil, aynı zamanda yaşamının merkezinde yer alan bir tutku haline geldi. İsmail Karamustafa’nın her bir papağanı için hissettiği derin bağ ve onları besleme konusundaki azmi, bu hayvanlara olan aşkının bir göstergesi. Toplumda bu tür hayvanseverlerin varlığı, insanların yaşamlarına katılan pozitif etkiyi gözler önüne seriyor. İsmail Karamustafa’nın hayat hikâyesi, hayvan beslemenin insan ruhuna ne denli fayda sağladığını ve nasıl bir sosyal bağ oluşturan özel bir deneyim sunduğunu kanıtlar nitelikte.
Sonuç olarak, İsmail Karamustafa, sadece bir kuşsever değil, aynı zamanda hayvanlar ve insanlar arasında köprü kuran bir iletişimci olarak öne çıkıyor. Topluma sunduğu bu renkli ve enerjik geçmişle insanların hayatlarına dokunmayı sürdürecek gibi görünüyor. Onun hikayesi, yalnızca kuşların değil, aynı zamanda insan ruhunun da iyileşmesine katkı sağlayan bir işaret niteliğini taşıyor. Karamustafa, İstanbul’un sokaklarında yalnızca papağanlarıyla değil, aynı zamanda insanlarla da bir bağ kurarak, şehir yaşamının dinamiklerine harika bir ör