Petrol piyasalarında son günlerde gözlemlenen gelişmeler, özellikle Brent petrol fiyatlarının yatay bir bantta hareket etmesi, dünya genelinde dikkat çekiyor. 2025 yılının 1 Nisan günü, piyasalarda önemli değişikliklere yol açma potansiyeline sahip. Brent petrolün varil fiyatı, 31 Mart 2025 tarihinde, 75,12 dolara kadar yükseldikten sonra günü 74,30 dolar seviyesinde kapattı. Bugün, yani 1 Nisan 2025 tarihinde sabah saat 09.40 itibarıyla, Brent petrol fiyatı kapanışa göre %0,22 azalarak 74,14 dolara gerilerken, Batı Teksas türü petrol de (WTI) 70,79 dolardan işlem gördü.
Petrol fiyatlarındaki bu dalgalanmanın en büyük sebeplerinden biri, ABD Başkanı Donald Trump’ın bugün yapacağı tarife açıklamaları üzerine oluşan belirsizlik. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında, yeni tarifelerin açıklanmasının hemen ardından yürürlüğe gireceğini açıkladı. Leavitt, “2 Nisan 2025, modern Amerikan tarihinin en önemli günlerinden biri olarak kayıtlara geçecek.” ifadesini kullandı.
Leavitt, ABD’nin tarihsel olarak birçok ülke tarafından gümrük vergilerinde haksız yere vergilendirildiğini savundu. Yapılan yeni düzenlemelerle birlikte, Trump’ın yönetimi altındaki ABD, diğer ülkelerin kendisine uyguladığı gümrük vergileri ile aynı miktarda vergiler uygulama hakkına sahip olacağını dile getirdi. Uzmanlar, bu durumun piyasalara etkilerinin büyük olabileceğinden endişe ediyorlar; çünkü yeni tarifelerin, petrol talebini etkileyerek küresel bir ticaret savaşını derinleştirebileceği düşünülüyor.
Ayrıca, Amerikan Petrol Enstitüsü (API) tarafından açıklanan verilere göre, ABD’deki ham petrol stoklarının geçtiğimiz hafta yaklaşık 6 milyon varil arttığı belirtiliyor. Bu artış, dünyanın en fazla petrol tüketen ülkesi olan ABD’de talep endişelerine neden olarak fiyatların aşağı yönlü baskıya maruz kalmasına yol açtı. Gün içinde ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) tarafından resmi stok verilerinin açıklanması bekleniyor. Bu veriler, piyasa için kritik bir öneme sahip olabilir.
Petrol piyasalarının bir diğer önemli gündem maddesi ise, ABD’nin arabuluculuğunda süren Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri. Bu görüşmelerin başarılı olup olamayacağı, piyasaların geleceği açısından çok önemli. Eğer burada bir anlaşmaya varılamazsa ve Rusya bu durumu kendi hatası olarak değerlendirirse, Trump, Rus petrolüne “ikincil tarifeler” getirebileceklerini ifade etti. Ayrıca, İran’a da nükleer programını sona erdirmesi konusunda baskı yaparken, aksi taktirde “ek tarifeler” ile tehdit etti.
Trump’ın açıklamaları bu açıdan petrol piyasalarında risk primini artırmakta. Özellikle ABD’nin Rus ve İran petrolüne yönelik alabileceği olası önlemler, piyasalarda arz endişelerini yoğunlaştırarak fiyatların daha da dalgalanmasına neden olabilir. Teknik olarak Brent petrol fiyatlarında 75,11 dolar seviyesinin direnç noktası, 71,52 dolar seviyesinin ise destek noktası olarak izlenmesi gerektiği değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, petrol fiyatlarındaki bu dalgalanma, yalnızca fiyatları değil, aynı zamanda küresel ticaret dinamiklerini de derinden etkileyebilecek bir belirsizlik dönemini işaret ediyor. ABD’deki yeni tariffemeler, petrol talebi ve arzında önemli değişikliklere yol açabilirken, dünya genelinde yaşanan jeopolitik ve ekonomik gelişmeler, önümüzdeki günlerde petrol piyasalarını daha fazla şekillendireceğe benziyor.