“`html
Petrol fiyatları, ABD’nin başlattığı gümrük savaşlarının talep görünümünü zayıflatacağı endişeleriyle oluşan baskıya rağmen, önceki kayıplarının bir kısmını telafi ederek yükselişe geçti. Bu artış, küresel piyasalarda belirsizlik yaratan ticaret politikalarının etkilerini gözler önüne seriyor.
ABD Başkanı Donald Trump, birçok büyük ekonomiye karşı sert tarifelerini açıkladıktan sonra petrol fiyatları son işlemlerde dört yılın en düşük seviyesine gerilemişti. Bu durum, piyasalardaki olumsuz algının artmasına sebep oldu. Trump’ın izlediği korumacı ticaret politikası, dünya genelinde belirsizlik kaynağı olmaya devam ederken, uygulanan misilleme adımları, risk algısının yüksek kalmasına neden olmaktadır. Küresel ticarette yaşanan bu tür olumsuz gelişmeler, enerji talebinde de azalmaya yol açabilir.
Trump, yeni tarifelerin müzakere stratejisi olup olmadığına dair sorulara, “Kalıcı tarifeler olabileceği gibi müzakereler de olabilir. Çünkü tarifelerin ötesinde ihtiyaç duyduğumuz şeyler var.” şeklinde yanıt verdi. Bu ifadeler, ticaret savaşlarının uzun vadede sürüp sürmeyeceği konusunda belirsizlik yaratırken, piyasalardaki endişeleri de artırıyor.
Bir diğer önemli gelişme ise, Çin’e yönelik tarifelerin artmasıyla bağlantılı olarak ortaya çıktı. Başkan Trump, Çin’in karşılıklı olarak getirdiği yüzde 34’lük gümrük vergilerini geri çekmemesi durumunda, bu ülkeye yüzde 50 ek tarife uygulama tehdidinde bulundu. Bu durum, Çin ile ABD arasında tırmanan gerginliklerin, enerji piyasasında da yansımalar yaratabileceğini gösteriyor.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic de açıklamalarda bulundu. Sefcovic, “En önemli ortağımız olan ABD ile ticaret durumu zor bir noktada. Tarifeler, AB’nin ABD’ye 380 milyar avro değerindeki ihracatını etkiliyor.” dedi. Bu açıklama, AB’nin ticaret politikalarının ABD ile olan ilişkilerdeki kırılganlığı artırdığına işaret ediyor. Sefcovic, Amerikalı ortaklarla müzakere masasına oturmaya hazır olduklarını da ifade etti.
Öte yandan, petrol fiyatları üzerindeki etkileri tartışmaya açık bir diğer durum ise Suudi Arabistan’ın ham petrol satış fiyatlarını düşürme kararıydı. Suudi Arabistan, mayıs ayında Asya’ya yönelik ham petrol satış fiyatlarını son dört ayın en düşük seviyesine çekeceğini duyurmuştu. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın bu açıklaması, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu ülkelerinin, üretim artışı planlarını hızlandırma kararından sonra geldi. Bu gruptaki ülkelerin, mayıs ayında günlük 411 bin varillik bir üretim artışı yapacağı belirtiliyor.
Brent petrol konusunda ise teknik olarak izlenecek noktalar da dikkat çekmektedir. Analistler, 70,75 doların direnç, 63,75 doların ise destek seviyeleri olarak belirlenebileceğini ifade ediyor. Bu tür fiyat seviyeleri, piyasa hareketliliği açısından önem taşırken, yatırımcıların karar verme süreçlerinde de etkili olabiliyor.
Özetle, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, yalnızca arz ve talep dengesi ile değil, aynı zamanda uluslararası ticaret politikaları ile de doğrudan ilişkilidir. ABD’nin gümrük tarifeleri ve korumacı politikaları, dünya enerjisi piyasalarını sarsarken, ticaret müzakereleri sürecinin nasıl şekilleneceği de önemli bir merak konusu olmaya devam ediyor. Bu durumda, petrolde olası fiyat değişimlerini etkileyen birçok faktör dikkatlice izlenmeli ve piyasalarda oluşan belirsizlikler dikkate alınmalıdır.