Bursa‘nın Nilüfer ilçesinde, 26 yaşındaki Z.M.M. isimli bir vatandaş, telefonla arandığında kendisini polis olarak tanıtan 25 yaşındaki E.K. ile karşı karşıya kaldı. Dolandırıcılık hikayesinin merkezinde, E.K. tarafından Z.M.M.’ye gösterilen korkutucu bir senaryo vardı. E.K., Z.M.M.’ye “Kardeşiniz kaçırıldı. Evdeki tüm ziynet eşyalarınızı getirin, kardeşinizi kaçıranları yakalayacağız. Sakın kimseyi arama, yoksa kardeşinin hayatı tehlikeye girer. Kaçıranları yakalayamayız.” diyerek, panik yaratmaya çalıştı.
Z.M.M., E.K.’nın söylediklerine inanarak büyük bir panikle hareket etti. Evinde bulunan ziynet eşyalarını toplamaya başladı. Yaklaşık değerinin 1 milyon lira olduğu belirtilen eşyalar arasında 8 bin dolar, 8 bin euro, 2 adet altın yüzük, 1 çift altın küpe, 5 adet bilezik, 2 adet altın gerdanlık ve 5 adet cumhuriyet altını bulundu. Z.M.M., dolandırıcı E.K. ile yüz yüze gelerek bu eşyaları teslim etti. Ancak kısa bir süre sonra dolandırıcılık olayı tarafından kandırıldığını anladı ve bu durumu polise bildirmeye karar verdi.
Olayın ardından, Z.M.M. bir polis merkezine giderek dolandırıcılıkla ilgili şikâyette bulundu. Bu noktada, olayın çözülmesi için polis ekipleri harekete geçti. Güvenlik güçleri, yaşanan olayı daha yakından incelemek adına yaklaşık 50 adet güvenlik kamerasını taramaya başladı. Bu kamera kayıtları aracılığıyla, dolandırıcının kimliğini saptamak mümkün oldu. Ekipler, yapılan incelemelerin neticesinde İstanbul’da bulunan dolandırıcı E.K.’yı kıskıvrak yakalamayı başardı.
Olayın sonucunda E.K., polise götürülerek ifadeleri alındı. Z.M.M.’nin yaşadığı büyük maddi kaybı göz önünde bulundurulduğunda, E.K.’nın bir dolandırıcı olarak tutuklanması kaçınılmaz oldu. Bir süre sonra, mahkeme tarafından tutuklanan E.K., cezaevine gönderildi.
Bu olay, dolandırıcılığın ne kadar yaygın bir problem olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle telefonla yapılan dolandırıcılıkların, pek çok vatandaşın hayatını olumsuz etkilediği biliniyor. Dolandırıcıların kullandığı yöntemler giderek daha sofistike hale gelirken, Z.M.M.’nin de yaşadığı bu olay, bu tür durumlara karşı dikkatli olunması gerektiğini hatırlatıyor. Vatandaşlar, resmi bir kurumdan veya kişiden gelen bilgilerin doğruluğunu iki kez sorgulamalı ve panik anında hemen harekete geçmemelidir. Özellikle, polis veya diğer resmi kimlik sahiplerinin, böyle durumlarda telefon aracılığıyla isteklerde bulunması son derece şüpheli bir durum olarak değerlendirilmelidir.
Bu olayın, dolandırıcılık konusunda farkında olmanın önemine dair bir ders oluşturması bekleniyor. Yetkililer, benzer durumlarla karşılaşan kişilerin derhal güvenlik güçlerine başvurması gerektiğinin altını çiziyor. Dolandırıcılık olaylarının artması, toplumda mağduriyetlere neden olurken, buna karşı önlemlerin artırılması gerektiği de belirtiliyor.