Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Tütün Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, hava kirliliğinin akciğer kanserine davetiye çıkardığını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, hava kirliliği her yıl 6,7 milyon erken ölüme neden olmaktadır. Bu durumun çoğunlukla Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik’teki düşük ve orta gelirli ülkelerde görüldüğü belirtilmektedir. IQAir’in 2023 Dünya Hava Kalitesi Raporu’na göre, hava kirliliği standartları aşan 134 ülke ve bölge bulunmaktadır. En yüksek PM2,5 yoğunluğu Bangladeş’te görülürken, Türkiye bu listede 44. sırada bulunmaktadır.
Hava kirliliğinin solunum yollarında yol açtığı zararlar, özellikle astım hastaları için ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Prof. Dr. Nazmi Bilir, hava kirleticilerin solunum yollarında birikerek akciğer kanserine neden olabileceğini açıklamıştır. Karbondioksit, karbonmonoksit, azot oksit gibi maddelerin de hava kirliliğine katkıda bulunduğu ve kalp, solunum yolu hastalıklarına zemin hazırlayabileceği belirtilmiştir. Bu partiküllerin vücutta yayılma olasılığının da olduğu vurgulanmıştır.
Hava kirliliği, birçok organ kanserine zemin hazırlayabilecek etkilere sahiptir. Partiküllerin solunum yollarında ve diğer organlarda kanser oluşumunu tetiklediği ifade edilmiştir. Kanserojen maddelerin vücuda yayılma süreci ile insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiği belirtilmiştir. Hava kirliliğinin kontrol altına alınmasının kanserle mücadelede önemli bir adım olduğu da dile getirilmiştir.
Prof. Dr. Nazmi Bilir, hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemlerin vatandaşlar açısından kısıtlı olduğunu belirtmiş ve maskelerin etkin olmadığını vurgulamıştır. Bu nedenle, hava kirliliğini azaltmak için kamunun, hükümetin ve sanayi kuruluşlarının sorumluluklarının olduğunu belirtmiştir. Fosil yakıtların azaltılması ve alternatif ulaşım yöntemlerinin teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Bilir, elektrikli araçların bir çözüm olabileceğini belirtmiştir. Ancak, elektrik üretiminin de hava kirliliğine yol açabileceğine dikkat çekilmiştir.