Prof. Dr. Sarı, Müsilaj sorununun nedenlerini değerlendirirken, Marmara Denizi’nin uzun yıllar ortalamasına göre 2 derece daha sıcak olduğunu vurguladı. Deniz yüzeyindeki su sıcaklığının 21 derece ölçüldüğünü ancak 40 metre derinlikte 16 dereceye düştüğünü belirten Sarı, Karadeniz’den gelen akıntıların durakladığını ve kirlilik yükünün hala kritik seviyede olduğunu dile getirdi. Önlemlerin yetersiz kaldığını söyleyen Sarı, 2021’de alınan önlemlerin Marmara Denizi’ni yeniden risk altında bıraktığını belirtti.
Marmara Denizi’ni korumanın kirlilik yükünü azaltmaktan geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, aksi takdirde müsilajın balıkçılığı ve turizmi ciddi şekilde etkileyeceği konusunda uyarıda bulundu.
İHA muhabiri Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya durumuyla ilgili konuşmasını sorduğunda, Sarı şu açıklamalarda bulundu: “2021 yılından itibaren düzenli olarak müsilajı takip ediyorum. Her hafta düzenli dalışlar yaparak gözlemliyoruz. Geçtiğimiz hafta yaptığım dalışlarda müsilajın 10-13 metre derinliklerde yayıldığını gördüm. Bu, Marmara Denizi’nde ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor. Müsilajın yüzeye çıkan sarı köpükler olduğunu bilen halk, ancak şu anda müsilajın denizin derinliklerine kadar yayıldığını görmeli. Bu, Marmara Denizi’nin diğer bölgelerine de yayılma ihtimali taşıyor.”
Müsilajın üç tetikleyici faktörü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sarı, bunları şöyle sıraladı: Marmara Denizi’ni kirletme, deniz şartlarındaki durağanlık ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak deniz yüzey sıcaklıklarındaki artış. Bu nedenlerden dolayı Marmara Denizi’nde müsilaj sorunuyla karşı karşıya kalındığını belirtti.
Sarı, kirlilik yükünü azaltmanın acil olduğunu vurgulayarak, kirliliğin azaltılmadığı takdirde balıkçılık ve turizm sektörlerinin ciddi şekilde zarar göreceğini ifade etti. Derhal atık salımını kontrol altına alarak, kirliliği azaltmanın önemli olduğunu belirterek, bu konuda herkesin sorumluluk alması gerektiğini sözlerine ekledi.