Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından geçtiğimiz yıl hakkında tutuklama emri çıkarıldı. Bu nedenle, Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Putin’in UCM üyesi bir ülkeye yaptığı ilk ziyaret olarak tarihe geçti. Kiev, Batı ve hak örgütleri tarafından Putin’in tutuklanmasını istendiği bu süreç, Moğolistan’a yapılan ziyaretin daha fazla ilgi çekmesine neden oldu. Ancak, Moğolistan yasaları gereği Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama emrini yerine getirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Moğolistan, Rusya ve Çin arasında stratejik bir konuma sahip otoriter bir ülke olarak biliniyor. Sovyetler Birliği döneminde Rusya’nın etkisi altında olan Moğolistan, Sovyetlerin çöküşünden sonra da Rusya ve Çin ile dostane ilişkilerini sürdürmeye özen göstermiştir. Bu nedenle, Putin’in ziyareti sırasında Moğolistan’ın nasıl bir tutum sergileyeceği önemli bir konu olmuştur. Moğolistan, Ukrayna’daki krizle ilgili konularda Rusya’yı desteklemediği için eleştirilere maruz kalmıştır.
Kremlin ise Putin’in Moğolistan ziyareti esnasında tutuklanmasından endişe duymadığını belirtmiştir. Ancak, Sukhbaatar Meydanı’nda küçük çaplı bir protesto gösterisi düzenlenmiş ve göstericiler Putin’in savaş suçlusu olarak nitelendirilerek tutuklanmasını talep etmiştir. Uluslararası Af Örgütü ise Moğolistan’ın Putin’i tutuklamamasının UCM’ye olan güveni sarsabileceği ve Putin’i cesaretlendirebileceği uyarısında bulunmuştur.
Sonuç olarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moğolistan ziyareti, uluslararası ilişkilerde gerilime neden olmuştur. Putin’in hakkındaki tutuklama emri ve uluslararası toplumun bu konudaki tavrı, Moğolistan’ın nasıl bir politika izleyeceğini de önemli kılmıştır. Ancak, Moğolistan’ın Rusya ve Çin ile olan ilişkileri ve uluslararası mahkemelere olan bakış açısı, Putin’in ziyaretinin sonuçlarını belirleyici olmuştur. Putin’in Moğolistan ziyareti, uluslararası camiada tartışma yaratarak gündemde önemli bir yer edinmiştir.