Ramazan ayının gelmesiyle birlikte tüm İslam alemi hazırlıklarını yapmıştı. Niyetler edilmiş, oruçlar tutulmuştu. Türkiye’nin dört bir yanında Ramazan ruhunu yansıtan ilginç geleneklerin canlılığı ise dikkat çekiciydi. Asırlardır devam eden Ramazan gelenekleri, şehirden şehire, yöreden yöreye farklılık gösteriyor ancak birçok ilde hala yaşatılıyor.
Amasya’da, 157 yıl öncesine dayanan müzikle iftar açma geleneği halen devam ediyor. Belediye bandosunun çaldığı popüler parçalar eşliğinde halk, iftarlarını açıp sahura kalkıyor. Erzurum’da ise, ilk defa oruç tutan çocuklara hediyeler verilmesi, nişanlı kızların evlerine iftarlık yemek ve hediye götürülmesi gibi gelenekler öne çıkıyor. Ayrıca her yıl ramazan ayında 1001 hatim okuma geleneği de sürdürülüyor.
Bursa, Ramazan eğlencelerinin vazgeçilmezi olan Karagöz ve Hacivat’ın doğduğu şehir olmasıyla biliniyor. Şehirde, iftar sonrası renkli eğlenceler Karagöz ve Hacivat oyunlarıyla devam ediyor. Konya’da ise, çocuklara öğle saatlerinde yemek verilerek oruca direk vurma geleneği hala devam ediyor.
Kütahya’da “Küpecik” adı verilen gelenek, Ramazan akşamlarında mahallelerde kapı kapı dolaşılarak bahşiş toplamak şeklinde sürdürülüyor. Siirt’te ise yaklaşık bin yıllık bir gelenek olan “Melede ateşi” her yıl Ramazan’da yaşatılıyor. Gaziantep’te ise ramazan kahkesi yapma geleneği hala devam ederken, komşular arasında yemek paylaşma ve sahurda davulcuların dolaşarak bahşiş toplama gibi eski adetler zamanla kaybolmaya başladı. Geçmiş yıllarda sahur vaktinde kadınlar çiğ köfte yoğurur veya firik pilavı yaparak komşularına dağıtırlardı.
Türkiye’nin dört bir yanında sürdürülen bu gelenekler, Ramazan ayının coşkusunu ve birlik ruhunu yansıtmaya devam ediyor. Her biri farklı bir renk ve anlamla dolu olan bu gelenekler, İslam kültürünün zenginliğini ve dayanışma ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor.