Güney Ege Bölgesi, 30 Kasım 2024 tarihinde Rodos adasında meydana gelen ve sadece 48 saat süren Bora Fırtınası’nın ardından büyük bir felakete tanıklık etti. Bu doğal olay, adanın alt ve üst yapısında tarihin en büyük maddi zararını meydana getirdi. Güney Ege Bölge Valisi Giorgos Chatzimarkos, fırtına ve sel sonucunda oluşan hasarın tahmini bedelinin en az 300 milyon Euro olduğunu belirtti.
Vali Chatzimarkos, Rodos’un büyük bölümünün adeta “savaştan çıkmış, bombalanmış gibi” göründüğünü vurgulayarak, felaketin boyutlarının emsalsiz olduğunu ifade etti. İlk değerlendirmelere göre, bu tür bir yıkım ve maddi kaybın daha önce yaşanmadığını dile getiren Vali, adada ciddi bir alt yapı sorunu olduğuna dikkat çekti. “Karayolları kağıt gibi çöktü, alt ve üst yapıda tarif edilemeyecek seviyede beşeri ve maddi zarar mevcut,” dedi.
Bora Fırtınası ve arkasındaki sağanak yağışlar, Rodos’un farklı bölgelerinde büyük bir yıkıma yol açarak, gecikmeli bir hasar değerlendirmesi veya kurtarma çalışmaları gerektiğini ortaya koydu. Olaydan 30 gün sonra dahi hasarın tam olarak ortaya konulabilmesi güç oldu. Yerel yönetim ve ilgili otoritelere düşen esas görev, bu felaketin etkilerini en aza indirmek ve yeniden inşaya geçmek oldu.
Felaketin Boyutları ve Alınan Önlemler
Rodos adasında felaketin meydana gelmesinin ardından, yetkililerin hasar tespit çalışmalarına hızla başlanması gerekmekteydi. Başta ulaştırma altyapısı olmak üzere, adanın çeşitli bölgelerinde yaşanan hasarı telafi etmek için kapsamlı bir planlama yapılması gerektiği açıktı. Vali Chatzimarkos, adadaki durumun vahametini ve olası yardımların acil bir şekilde devreye alınması gerektiğini de vurguladı. Bu tür doğal felaketlere karşı alınacak tedbirlerin gözden geçirileceği ve daha hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi.
Sonuç olarak, Rodos adasında yaşanan Bora Fırtınası ve bunun beraberinde getirdiği sel felaketi, yalnızca yapısal hasar açısından değil, aynı zamanda medeni ve sosyal yaşam açısından da ciddi etkileri beraberinde getirdi. Hasarların hızlı bir şekilde onarılması ve tekrar bu tür felaketlerle karşılaşmamak adına alınacak önlemler büyük bir önem taşıyor. Rodos, bu tecrübeler ışığında yeniden yapılandırılması ve doğal afetlere karşı daha dirençli hale getirilmesi gereken bir ada olarak ön plana çıkmakta.