RTÜK üyesi İlhan Taşçı, Açık Radyo’nun lisansının toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten dolayı 5 gün program durdurma cezasını uygulamaması sebebiyle iptal edildiğini açıkladı. Taşçı, RTÜK’ün daha önce verdiği cezaya uymayıp yayına devam etmesi üzerine lisansın iptal edildiğini duyurdu. Yayıncının para cezasını ödemesine rağmen yayını durdurmadığı için lisansının iptal edilmesini eleştiren Taşçı, bu durumun yayıncı lehine değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Bu kararın ardından Açık Radyo’nun geleceği belirsiz duruma düştü. RTÜK’ün lisans iptal kararı, medya özgürlüğü ve sansür tartışmalarını gündeme getirdi. Yayıncı kuruluşun cezaya rağmen yayın yapmaya devam etmesi, RTÜK ile medya arasında gerilime neden oldu. Bu durum, demokratik hakları ve ifade özgürlüğünü zedeliyor gibi görünüyor.
Açık Radyo’nun lisansının iptal edilmesiyle birlikte, Türkiye’de medya üzerindeki baskı ve denetimlerin arttığı yönünde endişeler de dile getiriliyor. RTÜK’ün medya kuruluşları üzerindeki etkisinin artması ve sansür uygulamalarının artması, demokrasi ve özgürlükler açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.
Açık Radyo’nun lisansının iptal edilmesiyle birlikte, medya sektöründe çalışanların geleceği de belirsiz hale gelmiş durumda. Sansür uygulamaları ve medya özgürlüğünün kısıtlanması, demokratik hakların zedelenmesine ve farklı seslerin susturulmasına yol açabilir.
RTÜK’ün Açık Radyo’nun lisansını iptal etmesi, medya sektöründe çalışanlar başta olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştiriliyor. Bu kararın hem medya özgürlüğü hem de ifade özgürlüğü açısından önemli sonuçları olabileceği düşünülüyor. Gelecekte, benzer durumlarla karşılaşmamak için daha sağlam demokratik yapılar oluşturulması gerektiği dile getiriliyor. Medyanın sansürsüz ve özgür bir şekilde çalışabilmesi için gerekli adımların atılması gerektiği ifade ediliyor.