“`html
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), TV100 kanalında sunduğu ana haber bülteninde yaşanan bir canlı yayın kazası sonucu, spiker Kübra Par’ın yaptığı ‘el hareketi’ ile ilgili bir inceleme başlattı. Bu karar, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından sosyal medya hesabından duyuruldu. Şahin, yaptığı açıklamada, Kübra Par’ın gazeteciliğin ‘etik’ ilkeleri ile ilgili bir yorumda bulunduğunu belirtti.
Ebubekir Şahin, “TV 100 ekranlarında ana haber bülteni sunan Kübra Par, bugün gazeteciliğin ‘etik’ ilkeleriyle ilgili yorum yapmıştır. Millete hitap eden bir ekranda özgür olmadığını söyleyerek, bu yakışıksız hareketini rahatça yapabilen Kübra Hanım’ın özgür olduğunda neler yapabileceğini de açıkçası çok merak etmekteyiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, RTÜK’ün kontrol ve denetim mekanizmasının yanı sıra medya etiği üzerinde duran bir değerlendirmedir.
Şahin, Türkiye’deki özgür gazetecilik anlayışının sürdürülmesinin, etik ilkelere uyulmasına bağlı olduğunu savunarak, “Ancak ne zamandan beri bir görüşmeden alınan gizli ses kaydının yayınlanması gazetecilik olmuştur? Bu gazetecilik değil, aslında hukukun ve kişilik haklarının ihlalidir. Ekranlardan eleştirilecekse bu eleştirilmelidir” diye ekledi. Bu cümleler, gazeteciliğin sınırlarını belirlemede önemli bir çağrıdır.
RTÜK Başkanı, “Tüm uyarılarımıza rağmen üzülerek görüyoruz ki TV 100 ekranlarında yapılan bu terbiyesiz hareket, aslında bazılarının perde arkasındaki niyetlerinin ve meselenin de asla gazetecilik olmadığını ortaya çıkarmaktadır” diyerek, medyada etik kuralların ihlaline dikkat çekti.
Ayrıca, RTÜK’ün halkı etkileyen bu ahlaksız hareket ile ilgili bir inceleme başlatıldığına ve hazırlanan raporun içeriği doğrultusunda ilk toplantıda gereğinin yapılacağına dair bilgi verdi. Bu durum, radyo ve televizyon yayıncılığı açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, RTÜK’ün başlattığı bu inceleme, Türkiye’deki medya etiğinin ve yayıncıların sorumluluklarının sorgulandığı bir ortamda gerçekleşmektedir. Kübra Par’ın yaptığı hareket, yalnızca bireysel bir hata olarak değil, aynı zamanda medyanın genel etik standartlarını yeniden gözden geçirmesi gereken bir durum olarak öne çıkmıştır. Bu bağlamda, RTÜK’ün aldığı önlemler ve uygulamaları, Türk medyasının geçmişini ve geleceğini etkileyecek önemli kararlar olacaktır.
“`