Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde bulunan AKP’li belediye, halka ucuz süt ve süt ürünleri sunan Gaziantep Köyün ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’ne ait büfeleri kapatma kararı aldı. Belediye, yıllar önce birliğe verilen büfelerin ruhsatsız olduğunu iddia ederek ceza kesildi. CHP eski meclis üyesi Uğur Kalkan, kapatılan büfelerin belediye tarafından birliğe tahsis edildiğini hatırlatarak duruma tepki gösterdi. Kalkan, belediye başkanının daha önce bu büfelerle gurur duyduğunu ifade etti ancak bir büfenin kiralama süresinin bitmesiyle sözleşmesinin yenilenmediğini, diğer dört büfenin ise ruhsatsız olduğu gerekçesiyle cezalandırıldığını belirtti.
Kalkan, belediyenin büfeleri yaptığını vurgulayarak durumu eleştirdi. Kendi başına ruhsatsız bir işletme yürütüldüğünde belediyenin kapatma hakkı olduğunu kabul edebileceğini ancak belediyenin büfeleri tahsis ettiğini, yıllarca sözleşmeleri yenilediğini, ancak birdenbire ruhsat gerekçesiyle ceza keserek kapattığını söyledi. Kalkan, bu durumun belediye başkanının toplumu kucaklaması gereken bir kişi olmasına rağmen kindarlık içerdiğini belirtti.
Gaziantep Köyün ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’ne ait olan büfeler aracılığıyla üreticilerin ürünlerini halka uygun fiyatlarla sunma imkanı buldukları belirtiliyor. Ancak belediyenin bu kararının üreticileri ve tüketicileri olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Belediyenin ruhsat gerekçesiyle ceza keserek büfeleri kapatması, hem birliğin hem de halkın tepkisini çekti. Tüketicilerin, ucuz ve kaliteli süt ürünlerine erişimini engelleyebilecek bu durum, belediyenin politikalarının gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Gaziantep’te yaşanan bu olay, belediyenin hem yerel halk hem de üreticiler arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Belediyenin aldığı bu kararın sadece ekonomik bir boyutu olmayıp, aynı zamanda sosyal ve toplumsal bir etkisi de bulunuyor. Şahinbey Belediyesi’nin kapatma kararıyla ortaya çıkan tepkiler, belediyenin politikalarını gözden geçirmesi ve toplumun faydasını göz önünde bulundurması gerektiğini gösteriyor. Bu tür uygulamaların toplumda huzursuzluğa yol açabileceği ve güvenin zedelenebileceği de unutulmamalıdır.