“`html
Adana’da, sahte zemzem suyu üretimi yapan bir kişi, yapılan bir operasyon sonucu yakalandı. Gerçekleştirilen operasyonun merkezinde Mehmet Bilal Ç. yer alıyor. Adana İl Emniyet Müdürlüğü’nün Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, Seyhan ilçesindeki Akkapı Mahallesi’nde bulunan bir depoda sahte zemzem suyu üretildiği bilgisine ulaştı. Bu bilgilere dayanarak, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde, teknik ve fiziki takip süreci başlatıldı.
Yapılan takibin sonucunda, depo sahibi olan Mehmet Bilal Ç.’nin, Mekke’den gelen TIR’lardan aldığı gerçek zemzem sularını, yerel musluk suyuyla karıştırarak sahte bir üretim süreci gerçekleştirdiği tespit edildi. Bu işlem, hem halkın dini inançlarıyla oynarken hem de sağlık açısından ciddi tehlikeler taşıyan bir duruma sebep olmaktadır.
KOM ekipleri, günlük büyük miktarda sahte zemzem suyu üretimi yapılan bu tesisin, şişelenen bu ürünleri İstanbul’a gönderdiğini, İstanbul’un ardından da tüm Türkiye’de dağıtıldığını belirledi. Yapılan operasyon neticesinde, toplamda 16 bin litre sahte zemzem suyu, binlerce şişe ve 300 rulo şişe etiketi ile bir dolum makinesi ele geçirildi. Bu durum, hem dolandırıcılık hem de tüketicilerin sağlığı açısından büyük bir tehlike arz ediyor.
‘BU SULARIN SAHTE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM’
Gerçekleştirilen operasyon sonrası gözaltına alınan Mehmet Bilal Ç., emniyette yaptığı ifadesinde, “Zemzem suyuna rağbet vardı. Bunu değerlendirip, kazanca çevirmek istedim. Türkiye’deki zemzem sularının neredeyse tamamını ben yaptım. Bu suların sahte olduğunu düşünmüyorum. Şu ana kadar müşterilerden herhangi bir şikayet gelmedi” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu ifade, Mehmet Bilal Ç.’nin sahte ürün ürettiğini kabul ederken aynı zamanda bunu sadece maddi kazanç amacıyla yaptığını ortaya koyuyor.
Mehmet Bilal Ç.’nin emniyetteki işlemleri ise devam etmektedir. Bu olay, Türkiye genelinde sahte ürünlerin üretimi ve satışı konusunda dikkat çekici bir örnek teşkil ediyor. Tüketicilerin dikkatli olması ve aldıkları ürünlerin kalitesini sorgulamaları gerektiği, bu tür dolandırıcılıkla karşı karşıya kalmamaları açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, bu tür sahtekarlıkların önüne geçilip geçilmeyeceği, devletin bu konuyla ilgili atacağı adımlara bağlıdır.
Sonuç olarak, Adana’da yaşanan bu olay, sahte ürünlerin hangi boyutlara ulaştığını ve bu tür dolandırıcılıkların toplumda nasıl yankı bulduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür durumların artmaması için hem denetimlerin artırılması hem de halkın bilinçlendirilmesi büyük bir önem taşıyor.
“`