7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de başlayan savaş, çocuk, kadın, sivil demeden binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Evlerden, çocuk parklarından ve hastanelerden bile füzelerin hedef alındığı savaş, artık Gazze’deki Filistinlilerin gözyaşlarını dünyanın gündemine taşıyor. Ancak savaş kurallarının bile göz ardı edildiği, bir ‘vaat’ uğruna devam ettirilen savaşın yeni adresi Lübnan oldu. Lübnan’daki çağrı cihazlarının patlatılmasıyla başlayan sürecin sonrası Türkiye’ye uzanabilir mi? Hedef, İsrail bayrağındaki 2 mavi çizgi arasındaki Nil ve Fırat arasındaki bölgeyi ifade etmektedir. Bugün yaşanan vahşetin ve ilerleyen günlerde genişleyebileceği ifade edilen savaşın kaynağı nedir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyonist Netanyahu hükümetinin planlarına ilişkin açıklamalarından sonra Türkiye’nin de kapsanıp kapsanmayacağı merak konusudur. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Güngör, konuya ilişkin tüm detayları Milliyet.com.tr’ye anlattı.
Günümüzde binlerce Filistinli sivilin yaşamını yitirdiği ‘vadedilmiş topraklar’ ideali, tüm Yahudiler tarafından benimsenmemektedir. Brooklyn bölgesi cemaati hahamlarından Chim Lefkowits gibi bazı isimler, gerçek Yahudilik ile Siyonist ideolojinin bir araya gelmediğini ifade etmektedir. Siyonizm, Yahudi devletinin eski İsrail topraklarında kurulmasını destekleyen ideolojik bir fikir hareketidir. Yahudilikte, dini kurallara uygun yaşam önemli bir yer tutar ve ‘insan öldürmek’ kesinlikle yasaktır. Siyonist Yahudilerin ise ‘Am Hasagula’ şeklinde adlandırdıkları bir üstünlük anlayışları bulunmaktadır. Bu anlayışın kaynağı kendilerini Hz. İbrahim’in soyundan gelme olarak tanımlamalarından gelmektedir.
Arz-ı Mev’ud kavramına göre, İsrail’in Kudüs kentindeki Tapınak Tepesi’ndeki Batı Duvarı ve Kubbet’üs-Sahra’nın yanı sıra Türkiye’deki Urfa ve Harran gibi şehirler de önem taşımaktadır. Tora’da yer alan Arz-ı Mev’ud inanışına göre, bu topraklarda işlenen günahların affedileceği ve Yahudilerin bu topraklara sahip olması gerektiği düşünülmektedir. Prof. Dr. Özcan Güngör, Yahudi kutsal kitaplarında ve Kur’an-ı Kerim’de geçen ‘vadedilmiş topraklar’ kavramlarını detaylı olarak anlatarak konuya açıklık getirmiştir.
Bugün yaşanan Filistin topraklarındaki sorunların kökeni 123 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. 17 Mayıs 1901 tarihinde Theodor Herzl, Osmanlı topraklarında bir Yahudi devleti kurma hedefiyle adımlar atmıştır. Ancak Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in verdiği cevap, Herzl’ı bu fikirlerinden vazgeçirmemiştir. Herzl ve diğer Siyonist liderlerin Filistin’de bir Yahudi devleti kurma isteği, Osmanlı yetkilileri tarafından reddedilmiştir. Günümüzde yaşanan İsrail-Filistin sorununun kökenleri, tarihsel süreç içinde şekillenmiş ve günümüze yansımıştır.
