Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan borçlar gerekçe gösterilerek, Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, aralarında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de bulunduğu toplam 6 belediye hakkında haciz işlemi başlatıldığı bilgisi geldi. Bu durum, belediyelerin mali durumu ve yönetimi ile ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmiştir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) borçlarına ilişkin olan bu tartışmalarda, geçmiş döneme ait borçlar da tekrar gündeme gelmiştir. Bu bağlamda, eski belediye başkanı Melih Gökçek’in açıklamaları dikkat çekmektedir. Gökçek, 2014-2019 yılları arasında görevde kalan AK Parti’li Mustafa Tuna’yı hedef alarak, kendi döneminde herhangi bir borç bırakmadığını iddia etmektedir. Melih Gökçek, TV100’de yayımlanan bir programa katılarak, mevcut durumu değerlendirmiş ve geçmişle ilgili öne sürülen iddialara yanıt vermiştir.
Gökçek, programda Mustafa Tuna hakkında, “Mustafa Tuna tamamen yalan söylüyor. Sahtekârca iş yapıyor. Ben belediyeyi teslim ettiğimde tek kuruş ne vergi borcu ne sigorta borcu vardı. Şirketlerin ise sadece 1 tanesinin o günün parasıyla çok küçük, yani 195 bin TL borcu vardı” ifadelerini kullanmıştır. Bunun yanı sıra, belediye ihalelerine giren şirketlerin borçlarının sıfır olduğunu belirterek, mevcut borçların Tuna döneminde biriktiğini savunmuştur. Gökçek, Mansur Yavaş’a bıraktığı toplam borcun 2,2 milyar lira olduğunu belirtirken, Yavaş’ın rakamını 3,5 milyar TL olarak açıkladığını aktarmıştır. Gökçek, bu durumda Yavaş’ın da aslında Tuna döneminden kalan borçlarla yüzleşmek zorunda olduğunu ifade etmiştir.
“SAÇMALAMIŞ”
Eski belediye başkanı Melih Gökçek, yapmış olduğu açıklamalarda, kendisinin döneminde maaşların aksatılmadığını belirterek, “Bu adam neden bahsediyor? Saçmalamış, resmen saçmalamış” şeklinde ifadeler kullanmıştır. Gökçek, Mustafa Tuna’nın başkanlık döneminde yapmış olduğu uygulamalara atıfta bulunarak, her konuda kendisinin tersini yaptığını ve bunun Ankapark projesinde de geçerli olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Gökçek, Tuna’nın AK Parti’den olmasına rağmen, kendisinin performansına hayret ettiğini dile getirmiştir.
Bütün bu tartışmalar, Ankara’nın mali yönetimi ve kaynaklarının kullanılmasına dair derin bir analiz yapmayı gerektiren bir durum ortaya koymaktadır. Gökçek ve Tuna arasında yaşanan bu polemik, sadece geçmiş yönetimlerle ilgili değil, aynı zamanda mevcut yönetimin de mali performansının sorgulanmasına sebep olmaktadır. Cumhuriyet tarihinin en büyük kentlerinden birinin yönetimi altında, sosyal güvenlik kurumuna olan borçların sebep olduğu haciz işlemleri, yerel yönetimlerin mali kaynaklarının ne denli dikkatle yönetilmesi gerektiğinin altını çizmektedir.
Sonuç olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin geçmiş ve mevcut borçları arasındaki kırılma noktaları, belediye yönetimlerinde yapılan uygulamalar ve bu uygulamaların sonuçları üzerine daha fazla tartışma ve analiz yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu durumun, gelecekteki yönetim anlayışlarını da etkileme potansiyeli bulunduğu aşikardır.