MİT’in Operasyonu ve ULuslararası Siber Casusluk Şebekesi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), gerçekleştirdiği başarılı bir operasyon ile uluslararası bir siber casusluk şebekesini çökertti. Bu olay, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmayı da beraberinde getirdi. Soruşturma kapsamında elde edilen bilgiler, oldukça çarpıcı ve endişe verici detaylar içeriyor. Bu bağlamda, kişisel verileri ele geçirip terör örgütlerine satan, kamu kurumlarının verilerini çalan ve sahte kamu personeli kimlikleri hazırlayan 16 şüpheli hakkında toplamda 261 yıl hapis cezası talep edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 şüpheli için hazırlanan iddianamede “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “sistemi engelleme, bozma, yok etme veya değiştirme”, “kişisel verileri ele geçirme veya yayma”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri yok etme ve tahrip etme” gibi suçlamalar yer aldı. Ayrıca, MİT Kanunu’na muhalefet nedeniyle de 261 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandığı belirtildi. İddianamede, şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait kamu kurumları, bazı bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler ve il müdürlüklerine karşı suç bakımından ayrı ayrı sorumlu oldukları ifade edildi.
İddianameye göre, şüphelilerin ana faaliyetleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının e-devlet, MERNİS, tapu ve kadastro gibi kamuya ait sistemlerde bulunan kişisel bilgilerini hukuka aykırı bir şekilde ele geçirmeleri ve bu bilgileri oluşturulan illegal sorgu sistemleri (panel) aracılığıyla 3. kişilere para karşılığında satışını gerçekleştirmeleri olarak tanımlandı. Ele geçirilen verilere, MİT ve Milli Savunma Bakanlığı’na yönelik belgelerin de dâhil olduğu belirtildi. Bu eylemler, devletin iç ve dış güvenliğine tehdit oluşturacak nitelikte bir suç olarak değerlendirildi.
Söz konusu suç örgütünün ana amacı, kişisel bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve bu bilgilerin paneller aracılığıyla 3. kişilere satılmasıydı. Ele geçirilen belgelerin ise FETÖ firarisi Cevheri Güven’e gönderildiği tespit edildi, bu durum soruşturmanın derinliğini ve uluslararası yönlerini daha da karmaşık hâle getiriyor. İlgili taraflar, belirtilen bu suçların yalnızca basit bir bilişim sistemi ihlali olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, aynı zamanda devlet güvenliğine aktarılan bilgiler açısından da önemli bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.