Bugün, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IV. Tarım Orman Şurası’nın “Tarım Ekonomisi Atölyesi” programına katıldı. Etkinlikte, Türkiye’nin ekonomik durumu hakkında önemli açıklamalar yaptı. Şimşek, Türkiye’nin ihracata bağımlılığının benzer ülkelerle kıyaslandığında daha düşük olduğunu ifade ederek, ticaret savaşlarının Türkiye’ye muhtemelen diğer ülkelere göre daha az etki edeceğini vurguladı.
Şimşek’in konuşmalarında öne çıkan bazı ifadeleri dikkat çekti. Ekonomik güvenliğin, milli güvenliğin kritik bir unsuru olduğunu belirten Şimşek, “Ekonomik güvenliğin en önemli boyutu gıda arz güvenliğidir” dedi. Tarım sektörünün stratejik bir alan olduğunu ve bu sektöre büyük önem verdiklerini vurguladı. Ayrıca, tarım sektörünün önceliklendirilmesi gerektiğini ve çiftçilere güçlü destekler vermeye devam edeceklerini açıkladı. Bu bağlamda, tarımda kullanılan kredilerin faizinin yüzde 70’inin Hazine tarafından karşılandığını belirtti.
“BELİRSİZLİK DÜNYADAKİ EN BÜYÜK SORUN”
Şimşek, dünya genelinde karşı karşıya kalınan en büyük sorunun belirsizlik olduğunu ifade etti. Bu belirsizliğin sadece ticaret politikalarına özgü olmadığını, küresel ekonominin ciddi bir belirsizlik durumu ile karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Dünya genelindeki dengelerin değiştiğini vurgulayan Şimşek, bu durumun yansımalarının Türkiye üzerinde de belirsizlik, oynaklık ve daha karmaşık bir makro arka plan yarattığını ifade etti.
“TARİFELERİN BİZE YANSIMASI SINIRLI”
Bakan Şimşek, Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYH) üretiminde iç talebin daha belirleyici olduğunu ve bu nedenle dış ticaretin genel ekonomiye etkilerinin diğer ülkelere kıyasla daha sınırlı olacağını açıkladı. Türkiye’nin borcunun milli gelire oranının görece düşük olmasının, ülkedeki büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu gösterdiğini belirtti ve bu durumun büyüme açısından önemli bir engel teşkil etmeyeceğini ifade etti.
“ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Mehmet Şimşek, programın bir hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve adil dağılım olduğunu belirtti. Bu hedefe ulaşmanın yollarından birinin fiyat istikrarı olduğunu ve enflasyonu tek haneye indirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Aynı zamanda mali disiplinin önemine de dikkat çekti. Programın amacının başarıları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm olduğunu vurguladı.
“DEZENFLASYON 2024 İKİNCİ YARIDA BAŞLADI”
Türkiye’nin ciddi bir enflasyon sorunu ile karşı karşıya olduğunu kabul eden Şimşek, bu sorunu kontrol altına almak için çabalar sarf ettiklerini belirtti. 2024 yılının ikinci yarısından itibaren dezenflasyon dönemine geçileceğini belirtti. 2023 yılında, 55-60 milyar dolarlık bir cari açık, yeterli rezervler ve önemli bir KKM sorununun olduğunu ancak bu programın olmaması durumunda enflasyonun daha da artabileceğini ifade etti.
Şimşek, son zamanlarda yaşanan ekonomik oynaklığın kalıcı bir etki bırakmayacağına inandığını belirtti. Lirada yaşanan yüzde 3-3,5’lik değer kaybının dolara karşı sınırlı bir etki yaratacağının altını çizdi. Orta vadede 1 yıl ve ötesinde ise dezenflasyonist bir durum beklediğini açıkladı.