İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen kent uzlaşısı soruşturması nedeniyle tutuklanan ve ardından yerine kayyım atanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde yakından temas ve görüşme fırsatı bulduğu ortamda yaptığı açıklamalarda önemli mesajlar verdi. Şahan, “Silivri Cezaevi’ni yeni dönemin çalışma kampı” olarak tanımladı ve burada olan bitenin Türkiye’nin geleceği adına ciddiyetle ele alınması gerektiğine vurgu yaptı. “İnanın buradaki akıl ve haklılık, milletin dışarıdaki vicdanı yıkar bu duvarları” dedi.
İBB Başkanlığına Ekrem İmamoğlu’na yönelik gerçekleştirilmiş ‘yolsuzluk’ ve ‘terör’ iddialarıyla bağlantılı olarak gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanarak kayyım atanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, bu sürecin doğru bir biçimde anlaşılması gerektiğini ifade etti. İnfaz işlemi sonucunda Silivri’de tutuklu olduğu dönemde, vermiş olduğu mülakatta yargı süreçleri hakkında da çeşitli değerlendirmelerde bulundu.
“Baskıyla kent lokantalarını açmak zorunda kaldı”
Şahan, Kayyım atandıktan sonra kapanan ve 8 Nisan’da tekrar açılan kent lokantaları hakkında bedeni bir rahatsızlık ve hukuksal süreçlerin arka planını ortaya koydu. Bunu ifade ederken, “Anlamadıkları bir gerçek var. Milletin gerçek gündemi! Çünkü onların tek gündemi bir tek kişi. Bakın kayyım bir baskıyla kent lokantalarını açmak zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı. Bahsettiği durumun yalnızca bir kayyımın uygulamaları ile yönetilemeyeceğini belirterek, “Ama milletimiz rahat olsun. Şişli’deki 270 bin yurttaşımızın kul hakkı yenmiştir. Biz bu hakkı geri alacağız. Yeniden geleceğiz.” diyerek halkın kamu hizmetlerine olan ihtiyaç ve beklentilerini dile getirdi.
“Silivri yeni dönemin çalışma kampı”
Silivri Cezaevi’ne dair görüşlerini sürdüren Şahan, “Görüşe giderken koridorlarda Ekrem başkanı, Ümit hocayı, Mahir’i, Buğra’yı, Mehmet Çalık’ı, Murat’ı, Ahmet hocayı, gençleri görüyorum. İnanın buradaki akıl ve haklılık, milletin dışarıdaki vicdanı yıkar bu duvarları. 30 milyon imza ile bu millet ‘adayımı yanıma, sandığı önüme getir’ diyecek.” dedi. Şahan, bu durumu değerlendirirken iktidarın hukuksuzluklarının sona ereceğine inancını dile getirdi ve “İşte o zaman Ekrem İmamoğlu’nu burada haksız ve hukuksuz tutmanın imkanı kalmayacak.” ifadeleriyle tutuklanma gerekçesi olan iddiaların geçerliliğini sorguladı.
Resul Emrah Şahan, tutuklanmasına gerekçe gösterilen baz istasyonu ve HTS kayıtlarıyla ilgili ise şöyle konuştu: “Gizli tanıklar, HTS kaydı gibi bilimsel ve teknik olarak kanıt olamayacağı ispatlanmış veriler, yalanlar… Neresinden tutsak elimizde kalacak bir tutuklama ve iddialar zinciri var.” Bu durumun adalet sisteminin işleyişine duyduğu güveni sarstığını belirten Şahan, “Savcıya ifade verirken dedim: ‘Bu sorular bulunduğum ilçenin 10 kişiden 7’sinin oyunu almış, Cumhuriyetin yetiştirdiği 42 yaşındaki şehir plancısı bir beled