Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan 19 Mart 2023 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü geniş kapsamlı bir operasyon sonucu gözaltına alındı. Ardından başta Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen olmak üzere, belediyeye kayyım atanması süreci başladı. Şahan’ın tutuklanmasının ardından, kayyım olarak atanan Ertürkmen, belediyeye gelerek durumu kontrol altına almak amacıyla bazı önemli kararlar aldı. Özellikle, CHP bayrakları ve afişlerin toplatılması yönünde direktif verdi ve bu doğrultuda belediye binasının önünde polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı.
Şişli Belediye Başkanlığı’nda yaşanan bu olay, Türkiye’de sıkça tartışılan yerel yönetimlerin merkezi otorite tarafından üzerlerinde kurulan baskılarla şekillendirilmesi meselesinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Ertürkmen, belediye personelinin içeri alınmaması emrini vererek, kontrolü tamamen elinde tutmaya çalıştı. Bu durum, yerel yönetimlerin bağımsızlığını sorgulayan kesimlerde hızlı bir tepkiye neden oldu. (DHA)
Ne olmuştu?Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, “kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Bu soruşturmanın temelinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli yerel yönetimler arasında yapılan iş birlikleri ve bunların yönetimi bulunuyordu. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, Mahir Polat, Mehmet Ali Çalışkan ve Resul Emrah Şahan’ın “silahlı terör örgütüne yardım” suçlamasıyla tutuklanmalarına karar verdi. Hakimlik, tutuklama kararında bu kişilerin “kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek” olduğunu belirtmişti. Bu gelişmeler, kamusal alanda yaşanan güvenlik endişelerini tekrar gündeme getirdi. İçişleri Bakanlığı ise; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın ‘geçici tedbir olarak’ görevden uzaklaştırıldığı duyurusunu yaptı. Bu durum, Türkiye’de yaşanan siyasi tartışmaların ve yerel yönetimlerin üzerindeki baskının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. |
Son olay, Türkiye’deki yerel yönetimlerin merkezi otorite ile ilişkilerini daha da karmaşık hale getirirken, özellikle muhalefet partileri ve destekçileri tarafından, bu tür kayyım atamaları eleştirilmekte ve demokratik ilkelere aykırı olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca, yerel demokrasi ve halk iradesi üzerinde ciddi etkileri olabileceği de vurgulanmakta.
Şişli’de yaşanan bu gelişmelerin ardından, siyasi ve sosyal medya platformlarında geniş bir tartışma başlatıldı. Destekleyenleri ve karşı olanları arasında sert polemikler oluşmaya başladı. Bazı kesimler, kayyım uygulamasının meşru bir teşkilat olarak görülmesi gerektiğini savunurken, diğerleri ise bunun halkın iradesine bir darbe olduğunu belirtiyor. Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, durumu ele alarak, basın açıklamaları yapmaya başladı.
Bu olaylar ışığında, İstanbul’un çeşitli bölgelerinde, yerel yönetimlerin işleyişine dair yeni bir düşünce yapısının oluşması gerektiği düşünülmekte. Yerel dinamiklerin, merkezi hükümetin politikalarına ne ölçüde
