Sivas, tarih boyunca Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir kenttir. Bu tarihî zenginliğin izlerini günümüze taşımak amacıyla kentin çeşitli noktalarında arkeolojik kazılar devam etmektedir. 2019 yılında kent merkezindeki Sivas Kalesi’nde başlatılan kazılar, birçok önemli buluntuya ulaşılmıştır. Özellikle, Roma dönemine ait yaklaşık 2 bin yıllık bir mezar steli bulunması, kazıların değerini bir kat daha artırmıştır. Bu mezar steli, bulunduğu yerden çıkarılarak envantere kaydedilmiştir.
Uzman Sanat Tarihçisi Onur Aydın, Sivas Kalesi’ndeki kazılar hakkında yaptığı açıklamada bu alanın 3’üncü dereceden arkeolojik sit alanı olduğunu belirtti. Uzun süredir kazı çalışmalarının yapıldığını ifade eden Aydın, özellikle bu yıl Selçuklu dönemine ait yoğun buluntulara ulaşmaya başladıklarını vurguladı. Selçuklu dönemine ait mekanlar, duvarlar, zeminler ve tandırlar gibi kalıntıların yanı sıra, alçı buluntularının da mevcut olduğunu, bunların hayvan, insan figürleri ile bitkisel ve geometrik bezemeler içerdiğini söyledi. Bu buluntular, Selçuklu yaşantısının bölgedeki yoğunluğunu göstermektedir. Ayrıca, Erken Tunç Dönemi’ne ait önemli figürler de bulduklarını belirten Aydın, Roma dönemine ait mezar steli buluntusunun da önemli bir keşif olduğunu ifade etti.
Arkeolojik kazılar, hava koşullarına bağlı olarak bir ay daha sürecek. Önümüzdeki yıl ise, mart veya nisan aylarında kazı çalışmalarına devam edilecek. Uzman Sanat Tarihçisi Hüseyin Çil, yapılan kazılarda Erken Tunç Çağı’ndan günümüze kadar birçok parçaya ulaştıklarını belirtirken, kazı alanında tam bir tabakalaşma göremediklerini, sürekli olarak tahrip edilen alanların alt ve üst tabakalarının yer değiştirdiğini aktardı. Çil, yoğun bir şekilde Bizans, Selçuklu ve Osmanlı buluntularıyla karşılaştıklarını belirterek, Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki verilerin anlamlı bir şekilde değerlendirilebildiğini ifade etti. Önümüzdeki kazı sezonunda, Selçuklu Sarayı’nın izlerini gün yüzüne çıkarmayı planladıklarını duyurdu.
Selçuklu dönemine dair yoğun buluntular hakkında daha fazla bilgi veren Uzman Sanat Tarihçisi Buğrahan Karaman, özellikle küçük eserler ve seramik kapların varlığını dile getirdi. Kandillerin, tarih boyunca aydınlatma aracı olarak kullanıldığını, burada da Selçuklu dönemine ait yonca ağızlı kandil tipi ile Bizans dönemine ait farklı form ve tipolojilere sahip kandillerin bulunmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti. Ayrıca, Sikkeler, haçlar ve Selçuklu dönemine ait saray malzemeleri de kazılarda varlığını sürdürmektedir. Karaman, ilerleyen dönemlerde bu buluntuların bir bütünlük arz etmesini beklediklerini belirtti.
Sonuç olarak, Sivas Kalesi’nde devam eden arkeolojik kazılar, bölgenin tarihî ve kültürel zenginliğini gün yüzüne çıkarmak adına önemli bir rol üstlenmektedir. Bir yandan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait buluntular, diğer yandan Roma ve Bizans kalıntıları, Sivas’ın tarihsel derinliğini gözler önüne sermekte ve bu süreçte elde edilen buluntular, Türkiye’nin tarihi mirasına önemli katkılar sağlamaktadır.
