Son zamanlarda Türk siyasetinde bir hareketlilik yaşanmış ve İYİ Parti ve CHP’den toplamda yedi milletvekili AKP’ye geçmiştir. Bu milletvekillerinin ortak noktası, daha önce AKP’yi eleştirmeleridir. Örneğin, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, AKP’ye katılmadan önce sert eleştirilerde bulunmuşlardı. Süleyman Soylu, DP liderliği sırasında AKP için yolsuzluk iddialarında bulunurken, Numan Kurtulmuş “Harun gibi gelip, Karun gibi gitmek” benzetmesi yapmıştı.
İYİ Parti’nin kurucularından ve Genel Başkan Yardımcısı olan Ersagun Yücel, partisinden istifa edip AKP’ye geçmiştir. Yücel, daha önce yap-işlet-devret projeleriyle iktidarın soygun düzenine destek verdiğini belirtmişti. Aynı şekilde, İYİ Parti’den AKP’ye geçen ilk isim olan Manisa Milletvekili Tamer Akkal, AKP’yi tek adam rejimi olarak tanımlarken, kuvvetler dengesinin kaybolduğunu ifade etmişti.
İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz, yanlış tarım politikaları nedeniyle ithal ürünlerin arttığını belirtirken, Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, iktidarın israfını eleştirmiş ve kabine yerine kabile yönetimi olduğunu vurgulamıştı. Balıkesir Milletvekili İsmail Ok da AKP’nin tüm politikalarının iflas ettiğini ve ülkeyi çıkmaza sürüklediğini dile getirmişti.
CHP’den istifa ederek AKP’ye geçen İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, askerimizin başına çuval geçirilmesini ve FETÖ’nün kumpaslarına müsaade edilmesini eleştirmişti. Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu ise AKP’ye geçmeden önce siyaseti hizmet olarak yapacaklarını belirtmişti.
Bu milletvekillerinin geçmişteki eleştirileri, şimdi AKP’ye katılarak nasıl bir değişim yaşadıklarını gözler önüne sermektedir. Türk siyasetindeki bu geçişler, partiler arasındaki güç dengesini ve politik oyuncuların duruşunu sorgulamamıza neden olmaktadır. Gelecekte bu tür geçişlerin etkileri ve sonuçları merak konusu olmaya devam edecektir.