Karabük Üniversitesi, son zamanlarda bulaşıcı hastalık iddialarıyla gündeme gelmiştir. Üniversitede 13 binden fazla yabancı öğrencinin bulunduğu bilinmektedir. Bu öğrencilerin çoğunluğunun 2015 yılında rektörlük görevine atanan Prof. Dr. Refik Polat’ın projeleri sayesinde Afrika’dan Türkiye’ye geldiği belirtilmektedir. Polat ise bir programda yaptığı açıklamada, öğrenciler üzerinden kazandığı parayı anlatarak “Üniversite olarak para nasıl kazanılır bunu öğrendim” demiştir.
Elde edilen bilgilere göre, Polat’ın para kazanma yöntemi, Afrika’daki öğrencilere danışman şirketlere yaptırdığı sınavlar üzerinden gerçekleşmektedir. Maarif Vakfı’nın desteklediği sınavlara giren Afrikalı öğrenciler, puanlarına göre Karabük Üniversitesi’nde bulunan bölümlere yerleştirilebilmektedir. Ancak 2022 yılında Sayıştay’ın yaptığı denetimde, üniversitenin Afrika’da sınav yaptırmak için yetkilendirdiği şirketlerin yetkisiz bir şekilde sınav parası topladığı tespit edilmiştir.
Ayrıca 2022 yılı faaliyet raporunda da Yüksek Öğretim Kurulu’ndan yabancı öğrencilere verilmesi için alınan 1 milyon TL’lik yardımın, 500 bin TL’sinin hesap tablolarına geçirilmediği ortaya çıkmıştır. Polat’ın üniversiteye atandığı yıl hiçbir mülkü olmadığı belirtilirken, görev süresi boyunca büyük bir servet edindiği iddia edilmektedir. Bunun yanı sıra bulaşıcı hastalık iddialarında ise Afrikalı seks işçilerin varlığından bahsedilmektedir.
Afrikalı seks işçilerinin kullandığı kod isimlerinin “Bitter” olduğu ve gecelik olarak 100 dolar ücret talep ettikleri iddia edilmektedir. Bu iddiaların yanı sıra, üniversitede yabancı öğrencilerin durumu ve özellikle Afrikalı öğrencilerin maddi kaynakları ve sınav süreçleri hakkında detaylı bir inceleme yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Karabük Üniversitesi’nin gündeme gelen bu iddialarının yasal süreçlerle netleştirilmesi ve gereken önlemlerin alınması önem arz etmektedir. Üniversite yönetiminin ve ilgili mercilerin bu konuda gerekli adımları atması ve şeffaf bir şekilde soruşturmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşması beklenmektedir. Bu tür skandalların üniversite camiasına ve eğitim sistemine zarar vermemesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.