DEM Partisi’ne ait Siirt Belediyesi Eş Başkanı Sofya Alağaş, “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu ceza, Alağaş’ın gazetecilik etkinliklerinin hedef alındığı bir bağlamda verilmiş olup, olayın ardındaki siyasi ve hukuki tartışmalar da gündeme gelmiştir.
Siirt Belediyesi Eş Başkanı olan Sofya Alağaş’a yönelik bu dava, Jin News Haber Müdürü olduğu dönemde başladı. Yargı sürecinin yedinci duruşması, Diyarbakır’da bulunan 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Duruşmada, Alağaş’ın avukatları ve çeşitli gözlemciler hazır bulunuyordu. Almanya Türkiye Büyükelçiliği yetkilileri, DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Ceylan Akça ve Adalet Kaya, Siirt Belediye Meclisi üyeleri ve Siirt Barosu Başkanı Muhammed Alptekin gibi isimlerin de duruşmayı takip etmeleri, dava sürecinin önemini artırdı.
Duruşmada, iddia makamı, Alağaş’ın terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması yönündeki görüşünü yineledi. İddia makamının bu yöndeki ifadeleri, hukuki süreçlerin nasıl işlediğine dair ciddi endişeleri beraberinde getirdi.
Alağaş’ın avukatı Resul Temur, savunmasında müvekkilinin gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla yargılandığını vurguladı. Temur, önceki celseye kadar dosyanın normal akışında ilerlediğini fakat 6. celsede gizli tanıkların dinlenmesi ve bazı kararlardan vazgeçilmesiyle durumun politik bir müdahale ile değiştiğini ifade etti. Temur, ayrıca gizli tanık olarak ifade veren kişinin, Ankara’da gazeteciler hakkında açılan davalarla bağlantılı olduğunu ve bunun mahkemeye sundukları delillerla çeliştiğini belirtti. Bu durumun, hukukun değil, politikanın ön planda olduğunu gösterdiğini dile getirerek, sürecin adil olmadığını savundu.
Mahkeme heyeti, yapmış olduğu değerlendirmelerde “suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar ve suçun konusunun önem ve değerini” göz önüne alarak, Alağaş’ın 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına oy çokluğuyla karar verdi. Bu tür bir karar, toplumda infiale yol açarken, benzer davaların geleceği noktasında da kaygılar artırmaktadır. Bu dava, yalnızca bir birey için değil, aynı zamanda özgür basın ve ifade özgürlüğü açısından da kritik bir önem taşımaktadır.
Olayın, bir yandan demokratik süreçler ve hukuk devleti standartları üzerine sorular yöneltirken, diğer yandan siyasi çevreler ve kamuoyu üzerinde yaratacağı etki de büyük bir tartışma konusu haline gelmiştir. Yeni gelişmelerin takip edilmesi, bu tür durumların hem hukuksal hem de sosyal boyutu açısından büyük önem taşımaktadır. Sadece ulusal değil, uluslararası alanda da dikkat çekici boyutlara ulaşan mesele, Türkiye’nin hukuk devleti anlayışı, demokrasi uygulamaları ve insan hakları konularında ciddi bir sorgulama sürecine işaret etmektedir.
Anadolu insanının Osmanlı İmparatorluğu zamanında tanıştığı bale nedir? |