Soma’da yaşayan vatandaşlar, hükümetin ithal kömür politikalarını eleştirdi. Vatandaşlar, yerli kömürün satılmadığı takdirde maden ocaklarının kapanacağına ve 17 bin maden işçisinin işsiz kalacağına dikkati çekti. Çay ocağı işleten Olcay Nil Derya, 15 yıldır Soma’da esnaf olduğunu belirterek madenlerden işçi çıkarılmasının Soma için kötü sonuçlar doğuracağını vurguladı. İthal kömüre karşı olduklarını ve yerli kömürü desteklediklerini söyledi. Bir başka vatandaş ise eğer madenler kapanırsa Soma’da hayatın son bulacağını ifade etti.
Mali Müşavir İrfan Kurt, devletin yerli kömürü değerlendirmesi gerektiğini ve ithal kömürün yasaklanması ya da farklı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirtti. İthal kömür fiyatlarının düşmesiyle yerli kömürün fiyatının arttığını ve işverenlerin bu maliyeti karşılayamaz hale geldiğini dile getirdi. İşçi çıkarılmasının ülke genelinde büyük işsizliğe ve kaosa yol açacağını, tarım ve sanayinin olmaması durumunda büyük sorunlar yaşanacağını ifade etti.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege Bölge 1 Nolu Şube Başkanı Rıza Sal, Soma’nın bir madenci şehri olduğunu ve stres altında olduklarını dile getirdi. Üretilen kömürlerin satılamadığını belirten Sal, ithal kömüre bağımlılığın arttığını ve yerli kömür üreten firmaların sıkıntı yaşadığını açıkladı. Sal, ithal kömüre sınırlama veya vergi getirilmesi gerektiğini ve milli enerji için yerli kömürün önemli olduğunu vurguladı. İthal kömür sorununun çözülmemesi halinde işçi çıkarmaların ve firmaların kapanmalarının yaşanabileceğini belirterek bu durumun Soma’daki hayatı olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
Sonuç olarak, Soma’da yaşayan vatandaşlar ve işçiler, ithal kömüre karşı çıkarak yerli kömürün desteklenmesini talep etmektedirler. İthal kömür politikalarının revize edilmesi, yerli kömürün değerlendirilmesi ve ülke ekonomisine olan etkilerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yerli kömür üretiminin teşvik edilmesi, işçilerin haklarının korunması ve Soma’nın maden sektöründeki geleceğinin sağlam bir şekilde güvence altına alınması önem arz etmektedir. Bu nedenle, hükümetin ve ilgili kurumların vatandaşların ve işçilerin endişelerini dikkate alarak adımlar atması gerekmektedir.